Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

184 syf.
10/10 puan verdi
·
6 günde okudu
Yazar kitabın ilk konusu olarak, bir ülkeyi yok etmek istiyorsanız o ülkenin tarihini iyi bilmenin gerekliliğine değindi. Çünkü tarihini iyi bildiğiniz bir ülkenin geleceğine yön verebilirsiniz. Bu nasıl mı olur? O ülkenin genç neslini ele geçirerek! Bir ülkenin genç nesli her şeyden önce tarihini iyi bilmelidir ki, dış güçlerin söyleyeceği, kuracağı hiçbir tarihe gözü kapalı mahkum olmasın... Aksi halde bir ülkenin çöküşü kaçınılmazdır. "Biz neydik ki ne olacağız." cümlesinin tuzağına düşen her toplum kaybetmeye mahkumdur. Bunun için biz öğretmenlere de çok fazla görev düştüğünü söylemeliyim. İhsan Fazlıoğlu gene kitap kapağını açar açmaz beni kitabın içine çekmeyi başardı. Fazlıoğlu'nun diğer dikkat çeken konularının içinde ise, tarihte kalıcı olmanın başarılı bir siyaset izlemenin gerekliliğini vurgulanması idi. Başarılı bir siyasetin de ancak insanı öngören bir siyaset olduğunu önemle belirtti. İhsan Haca'nın aklımda derin bir iz bırakan konularından birisi de Türk milletinin şair milleti olmasıyla ilgili anlattığı hikayelerdi. Bir örnekte, Alman seyyahın bir fabrikayı gezerken Türkler hakkında söylediği şu sözler çok etkileyici bir tespit olmuş bence : " Türkler tembel değiller ; yalnızca ara sıra dışarı çıkıp gökyüzüne bakmak isterler. Türkler şair millet ; onları dört duvar arasına hapsedemezsiniz ; çünkü fabrikaların seması yok." Konuyla ilgili Fazlıoğlu'nun kendi tespit açıklaması ise ayrı bir güzelliktedir. Bir milletin ve kişinin kendi bilincinde olması gerektiğini, kendi dünyasını kurması gerektiğini bir başka Dünya' ya özenimemesi, taklit edilmemesini aksi halde kendi dünyasını kaybedeceğini söylemektedir. Bu konuyu da yaşamış olduğu muhteşem bir örnekle pekiştirmektedir : " 2002 'de ABD' li bir oryantalist - casus İslam felsefesi uzmanına ;" Türkiye'yi nasıl buldunuz? "diye sorduğumda şöyle bir cevap vermişti :" Kendimi biraz Katolik hissettim. " Bu cümleden sonra tüylerim diken diken oldu! Bir millet kendine neden, niçin bu kadar yabancılaşabilir? Ne büyük talihsizlik!.. Yazarın faydalandığı bazı eserleri de sizlerle paylaşmak istiyorum. Alaaddin Çelebi = Tarik el - edeb Ebu Osman Cahîz = Menakıb Cund El - hilafe ve Fedail el - etrak İbn Hassul = Kitab tafdil el - etrak alâ sâir el - ecnad Faydalandığı bu ve buna benzer birçok eseri karşılaştırarak edindiği bilgileri, farklı görüşleri kendi eşsiz düşünce ve tespitlerini de ekleyerek bizlere sundu. Fazlıoğlu'nun bir yazısına attığı başlık o kadar dikkat çekiciydi ki : " Biz Türkler Koyunluğumuzu Geri İstiyoruz." diyordu. "acaba" dedim. Nasıl bir açıklama getirecek? Ne anlatacak bu başlık altında bizlere? Hani bir topluluğa kızdığımız zaman, aklımıza ilk gelen cümle "Koyun sürüsü gibi..." oluyor ya, bu cümle altındaki önyargıları mı yıkacak? Derken heyecanla açıklamayı okudum. " Bir millet ki koyun gibidir. Mensubiyetine sadıktır, bu Mensubiyeti paylaşan diğer mensubdaşlarına müşfiktir ; medenî olmanın gerektirdiği yavaşlığı yani sükûneti vardır. Çünkü bir şehirde iskan edilmiştir, mesken vardır. Sakindir. Millet olmanın gereği olarak birbirlerini kollarlar, birbirlerinin sözünü dinlerler ; aralarında dostluk vardır ; ama en önemlisi bir koyun sürüsü gibi omuzlarını birbirlerinin omuzlarına sürterek yürüyecek, yol alacak kadar birliklidirler ; başka bir deyişle, birbirlerine temasları yoğundur. Bu niteliklere sahip olduklarından yani koyun gibi olduklarından birbirlerine menfaatlidirler ; boş yaşamazlar, iş görürler, dolayısıyla bayındırdırlar. Birlikleri ve dirlikleri vardır. Çünkü koyun mensup olduğu sürü içerisinde birlik ve dirlik kazanır. " Ben bu açıklamayı okuyunca hayran kaldım, tüm önyargılarım yıkıldı. Keşke dedim, keşke, millet olarak koyun sürüsü gibi olabilsek, ama nerede!!! O vakit sürüye hangi kurt saldırabilirdi!? Kitaptaki önemli konular bitmiyor ki, :) bir diğer önemli bulduğum nokta ise ; dış güçlerin geliştirdiği oyunlarla Türk kültürünün ne gibi yozlaşmalara maruz kaldığı ve bunu hangi yollarla nasıl yapabildiğini okudukça şaşıracaksınız. Yazarın anlattığı konulara ilişkin verdiği örnekler hem konuların okuyucunun hafızasında sağlam bir yer etmesini sağlarken, hem de kendine özgü olmasıyla hayranlık uyandırmasını sağlıyor. 3-5 sayfalık konular halinde oluşan kitabın konularına attığı başlıklar o kadar etkileyici ki, acaba bu başlık altında anlatacaklar nasıl şeylerdir merakı ile okumaya başlıyorsunuz. :) Ayrıca konuların kısa tutulması sizi yanıltmasın içerik o kadar dolu ki, o, 3-5 sayfada zaten almanız gereken bilgiyi gırtlağa kadar alıyorsunuz. :))) yazarın tüm yaşanmışlıklarından tutun da yararlanmış olduğu kaynaklardan kıyaslayarak edindiği bilgilere, kendi şahane tespitlerine kadar kendine özgü muhteşem bir üslupla dolu dolu bir kitap. Okudukça bir kez ve bir kez daha hayran kaldım. Aydın, parlak bir nesil ve gelecek için İhsan Fazlıoğlu okunmalı ve okutulmalı gibi kesin ve net bir cümle kullanmakta hiçbir sakınca görmüyorum. Keyifli okumalar...
Akıllı Türk Makul Tarih
Akıllı Türk Makul Tarihİhsan Fazlıoğlu · Ketebe Yayınevi · 2020378 okunma
··
2.387 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.