Gönderi

Bir kız çocuğu sebepli sebepsiz, durup dururken kızan, sinirlenen, öfkelendiği zaman kendisini, babasını, kardeşlerini azarlayan, hırpalayan, ailenin huzurunu kaçıran, evdekileri hayattan bıktıran annesinden soğur, nefret eder. Onun evden uzaklaşmasını, yok olmasını diler. Bu dilek onda suçluluk, günahkârlık duygusunu yaratır. Sonra annesinin bu duyguları yaşamasına sebep olan asıl suçlunun babası olduğunu düşünür. Babası evine, çocuklarına, eşine sahip çıksaydı annesinin de bu denli öfke dolu ve sevgisiz olmayacağını düşünür. Bu defa babasının yok olmasını ister ama yine ruhunun derinliklerinde engel olamadığı bir suçluluk duygusu başlar. Amacına ulaşmak için babasına karşı duyduğu gerçek duygusunu, nefreti bilincinden uzaklaştırır, bilinçaltına atar. Babasından nefret etmediğine kendisini tam olarak inandırmak ve bunu başkalarına göstermek, böylelikle kabahatlilik duygusunun baskılarından sıyrılmak için en sağlam bulduğu çareye başvurur. Babasını sever gibi hareket eder. Eder ama zaman zaman içdünyasının derinliklerine yerleşen gerçek duygusunun etkisini duymaktan uzak kalamaz. Bu etkiye göre davranmaktan, yaşamaktan tamamıyla kurtulamaz. Giderek sevgisizlik ve yalnızlık denizinde boğulan bu genç kız günün birinde bir delikanlıyla tanışır. Uzun zaman onunla arkadaşlık yapar. Bu delikanlıyı sever. Günün birinde gönlünü verdiği insan onu hayal kırıklığına uğratır. Kendisini içten sevmediğini anlar çünkü onu ansızın terk edip gider. Bu durum onu çok fazla üzer ve sarsar. Genç kız bu üzüntüden kurtulmak arzusunu duyarken bir yandan da intikam almak arzusuyla tutuşup hükmedemediği duygularıyla adeta cehennem hayatı yaşar. Bu amaçla çeşitli çarelere başvurur. Sevdiği delikanlıyı unutmaya karar verir. Onu görmekten, hatırlamaktan kaçar ama yapamaz. Ruhunun derinliklerindeki intikam duygusu unutmasına da izin vermez. Denediği hiçbir şey işe yaramaz. Genç kız sürekli olarak içini sızlatan bu olayın yıkıcı etkisinden bir türlü kurtulamaz. Bunun üzerine en son çareyi bulduğunu düşünür.. Sevdiği delikanlıdan nefret ettiğine kendisini ve başkalarını inandırmaya çalışır. Bu suretle delikanlının iki hayali yok olur. Bilinçaltına sürülen ve sevilen insanı temsil eden hayal, bilinçte kalan ve nefret edildiği sanılan insanı temsil eden hayaldir. Genç kız birincisinin varlığını inkâr etmeye çalışır. İkincisinin varlığına inanır. Sonra bu nefretle artık baş edemediği, kâbuslar gördüğü anda bir yeryüzü meleği karşısına çıkar ve yaşadığı her şeyi Yaradan’dan ötürü kabul etmesi gerektiğini öğretir. Daha fazla devam edemeyeceğim..
··
841 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.