Herkesin hayatına saygı duymalıyız.Çünkü insan hayatı alaya alınamayacak kadar hüzünlü ve ciddidir.Ama bazı hayatlar vardır ki saygı duymanın yanında takdir edilmeyi de gerektirir.Bu takdirin vücut bulmuş halidir Salome, namıdiğer Feniçka..
Yazarla ahbap olduk artık diyebilirim okuduğum üçüncü kitabından sonra.Günümüzde pek çok asalak gibi yaşayanlara inat yaşadığı yüzyılın tüm olumsuz koşullarında kadınların iç ve dış sesi olmayı başarabilmiş yegane kadın temsilcilerinden biri olarak hafızalara kazınmıştır.Zekası öylesine keskinmiş ki bu zekadan nasibini zekasıyla bir o kadar övdüğümüz Nietzche dahi almışsa bize daha söz söylemek düşmez herhalde diye düşünüyorum.
Kitaptan biraz bahsedecek olursak özgür ruhlu ve toplumsal kalıplara uymayan Feniçka bir gün psikoloji öğrencisi Max Werner ile tanışır.Werner Fenya' yı kolaylıkla elde ettiği diğer kadınlarla karıştırıp otele davet eder.Fenya bu davete icabet etse de beklemediği münasebetsizlikle karşılaşır ve tepkisi sert olur ve uzunca süre görüşmezler.Aradan uzun zaman geçer ikili Wernerin kız kardeşi aracılığı ile tekrar karşılaşır.
İkili bu sefer dost olur.Fenya'nın gizlice yürüttüğü bir ilişkisi vardır ve işin ucu evliliğe gitmektedir fakat konfor alanının bozulacağını düşünen Fenya bu fikre soğuk bakmaktadır ve sık sık Werner den fikirler alacaktır.
Günümüzde kendini egemen güç olarak gören erkekler kadınları her zaman kendilerinden daha aşağı bir varlık olarak görmüştür.Bu yanlış bakış açısı maalesef ülkemizde her gün etrafta duyduğumuz bir kadın şiddeti ya da bir kadın cinayetleri ile de artarak sürmekte.Daha çığlıklarını duyamadığımız, duyup da kulağımızın üstüne yattığımız onlarcası da cabası.Platon der ki kadınlarını eğitmeyen ve onları toplumun bir gücü olarak görmeyen bir devlet tek kolunu kullanan bir insana benzer.Sahiden de öyledir.Kadına fırsat verildiği zaman pek çok konuda erkekle eşit dereceler hatta bazı branşlar da erkeklerden üstün olduklarını görebiliyoruz.Geçen gün sosyal medyada bir video görmüştüm.15 16 yaşında olması muhtemel bir kadın vatandaşımız atletizmde bir derece kazanıyor sanırım uluslararası alanda ve kendisi ile röportaj yapılıyor ve o röportajda birden hüngür hüngür ağlamaya başlıyor.Bu dereceyi elde edene kadar ki sıkıntılarını sen erkek gibi koşamazsın diyen hocalarından gördüğü zulümleri şort mu giyeceksin oran buran görünür diyenlere inat çalıştım kazandım diyen o kardeşimizi ben gözlerim dolarak izledim ve helal olsun dedim.Sen hiç pes etme çocuk.O zalimler senin tek damla gözyaşında boğulacaklar.Keyifli okumalar..