Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Ahiret âlimlerinin vasfını Hz. Ali şöyle izah eder:
"Kalpler, tıpkı kaplara benzer. Onların en hayırlısı iyiliğe kap olandır. İnsanlar üç sınıfa ayrılırlar: 1) Rabbanî âlimler 2) Kurtuluş yolundaki öğrenciler 3) Her konuşana tâbi olan, her rüzgâra gönül veren, ilim nuruyla nurlanmayan, ilmin herhangi bir temeline sırtını dayamayan, kıymetsiz halk tabakası. İlim, maldan hayırlıdır. Çünkü ilim seni korur, malı ise sen korursun. İlim vermekle çoğalır, mal ise vermekle azalır. Din, ilim vasıtasıyla bilinir. Kişi ibadetlerini ve yapacağı bütün işleri onun sayesinde öğrenir. Öldükten sonra da ilmiyle yâd edilir. İlim hâkimdir, mal ise mahkûm... Malın kaybolmasıyla verdiği menfaat de kaybolur. Mal biriktirme gayretine düşenler diri oldukları halde birer ölü sayılırlar. Fakat âlimler dünya durdukça yaşarlar." Bu sözlerden sonra Ali (radıyallahu anh) uzun bir nefes aldıktan sonra göğsünü işaret ederek şöyle dedi: "İşte şurada geniş bir ilim vardır. Keşke bu ilmi taşıyabilecek kimselere rastlayabilseydim. Doğrusu ilme talip olanlar var ama onlar da ilmi; dünyalık menfaatler için kullanıyorlar. Allah (Subhanehu ve Tealâ)'nın kendilerine verdiği nimetlerle Allah'ın dostlarına dil uzatıyor ve O'nun kullarına karşı üstünlük taslıyorlar. Diğer taraftan hakikat ehline bağlı birisi ile karşılaşıyorum o da basiretsiz olduğu için karşılaştığı ilk şüpheli şey karşısında derhal şüpheye düşüyor. Dolayısıyla ehil olmadıkları için ne bunlara ne de diğerlerine göğsümdeki ilmi aktarmam mümkün değil! Bazen de bu ilme; dünya lezzetlerine düşkün, şehvetlerinin peşinde koşan ve servet tutkunu kimseler tâlip oluyor. Bunlar ise çayırda otlayan hayvanlara benzerler. İşte, ilmin hakiki talipleri öldüğü zaman ilim de böylece ölüyor. Fakat yine de Allah (Subhanehu ve Teala)'nin izniyle yeryüzü, ilahî hükümleri koruyan ilim ehlinden mahrum kalmaz. Bu kimseler ya herkes tarafından bilinir ya da Allah'ın delilleri ve beyyineleri tamamen ortadan kaldırılmasın diye gizli kalmayı tercih ederler. Fakat sayıları ne kadardır ve nerededirler kimse bilmez. Bunlar sayıca çok az ama değerleri büyüktür. Şahısları gizli fakat hatıraları kalplerde saklıdır. Allah (Subhanehu ve Tealâ) delil hüccetlerini onlarla muhafaza eder. Ta ki kendilerinden sonra gelenlere bu hüccetleri teslim etsinler ve kendilerine benzeyenlerin kalplerine de o fikirleri yerleştirsinler. İlim, bunları, işin hakikatine vakıf kılmış, gene bunlar yakînin ruhunu bilfiil elde etmiştir. Onun için, dünya ehline çok zor gelen meseleler bunlar için gayet kolaydır. Gafillere yabancı gelen konular bunlara çok yatkın görünür. Bu kişiler, bedenleriyle dünyada görünseler de ruhlarıyla en yüce makama bağlıdırlar. İşte bunlar yeryüzünde Allah'ın dostlarıdır. Ali (r.a.) daha sonra gözyaşları içerisinde "Benim istediğim de işte bunlardır" diyerek sözlerine son verdi.
Sayfa 229
·
176 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.