Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

336 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
11 günde okudu
Bir saat sesi duyuyorum sessizlikte...
Kitaba başlarken hangimiz katilin tarafını tutacağımızı tahmin ederdi? En azından ben katilin tarafındayım, yani Avcı'nın. Instagramda herkesin okuduğunu görüp çok merak etmiştim, beklentilerimi karşılamadı. Aksine beklentilerimin çok çok üstündeydi bu kitap.. Ele alınan konu, yazarın ahenkli kalemi, hayran olunası karakterler... Özellikle de seri katilimiz Avcı. Kadın ve çocuklara zarar veren, tecavüzde bulunan insanları öldüren bir katil. Kitapta 'adalet' kavramı ele alınmış. Hatta yoğrulmuş, şekilden şekle sokulmuş. Biz adaleti nasıl bir şekilde düşünüyoruz, bunun cevabını bulmamız için elimize tutuşturulmuş. Anime izleyenler bilir Death Note'u. Kitabı okurken o kadar benzettim ki 'adalet arayışı'nı işleme tarzına. Orada Kira ve L' in savaşını izlemiştik, burada da Avcı ve savcının. Kira suçluları öldürürken L ne olursa olsun bu yolun yanlış olduğunu söylemişti. Bu iki eser arasındaki fark Kira dünyanın tanrısı olmaya çalışıp arada iyi insanları da öldürmüştü. Ama Avcı'nın sadece öldüreceği 20 kişi vardı ve hepsi tecavüzcü, düzenbaz, insanların hayatlarını mahveden insanlardı. Feryal sevmişti onu. Hani kalbi hızlı atmıştı onun için? Neden bir kez olsun onu anlamayı denemedi diye düşündüm hep. Belki ben de şu an fazla tek taraflı bakıyorumdur ama Feryal gibi bir kadının durup düşünmesini, bir kez de Avcı'nın hissettiklerini anlamasını bekledim. Anlamasa bile anlayış göstermesini bekledim. Bu anlamda avcı Feryal'den daha derin bir kişiliğe sahipti diye düşünüyorum. Ya da avcıyı öylesine benimsedim, öylesine sevdim ki yediremiyorum şu olayı yahu! Kitapta her karakterin bakış açısından okumuş oluyoruz. Tartıyoruz, mukameme ediyoruz. Birinin bile ağzından dinlememiş olsak bilemez, tarafını tutmazdık. Avcı çok naif, düşünceli, vicdanlı biri. Sonunun böyle olacağı ta ilk sayfalardan belli, hayatının acıyla dolu olduğu çok barizdi. Okudukça gözlerim doldu, okudukça yüreğim burkuldu, okudukça içim ezildi içime karıştı. Bu adam nasıl katil olabilirdi? Aslında o katil değildi. Onu katil olmaya zorlayanlar asıl katillerdi... Savcı Feryal'in dik duruşu muazzam, tipik ezik kız karakterlerinden uzak olması gurur vericiydi. Tıpkı daha ikinci kitabı olmasına rağmen bu kadar iyi bir eser çıkaran genç yazarımızın Türk olmasının verdiği gurur gibi. Kitapta biricik ressamımız Altay'ın anlattığı hikayeler, kurduğu cümleler yüzünden kitapta çizmediğim satır kalmadı. Yazarın dili sade, ama çok güzel bir ahenk mevcut. Şiir gibi yazmış resmen yazar, şiir gibi okuyoruz. Kitap bir polisiye değil sadece, bir psikolojik roman, bir kültür deposu, bir adalet timsali, sorgulatıcı. Bu kadar iyi, bu kadar ustaca yazılmış olması okurken verdiği zevki katladı. Kesinlikle okumanızı, hemen temin etmenizi isterim bir yerlerden. Pdf indirin, hemen insternet sitesine koşun, veya bir kitapçıya... Ama lütfen okuyun. Okumayanlar için burası spoi olabilir. En yürek burkan kısım sonuydu. Avcı bunu haketmedi. Altay bunu haketmedi. Sonunun böyle olacağını biliyordum elbet. Ama olmamalıydı. Kitaba uygun en iyi sondu ama Altay'a hiç uymadı bu son. Tüm acıları, tüm çileleri, tüm yaptıkları, tüm çektikleri sonunda bir ipi boynuna dolatmamalıydı. Kör olsun gözü, insanların hayatını mahveden insanların. Ve kör olmasın gözü adaletin, adalete sahip çıkanların. Avcının son gecesi gürültülü oldu. Bir saat sesi duyuyorum gürültüde. Ve bir alıntıyla bitirmek istiyorum. "Biz... Yaptıklarımızdan çok yapmadıklarımızdan mesulüz. Konuşmamız gereken yerde sustuklarımızdan, savaşmamız gereken yerde kaçtıklarımızdan, koşmamız gereken yerde durduklarımızdan..." Hoşça kalın, kitaplarla kalın.
Avcının Son Gecesi
Avcının Son GecesiDilruba Yıldız · Portakal Kitap Yayınları · 2021263 okunma
··
599 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.