Kitabın gerçek adı “Yabanın Çağrısı”dır. Yine bir çevirmenin kendi zevkine göre kitabın adını değiştirdiğini ve bu değişikliği diğer çevirmenlerin de devam ettirdiğini görüyoruz. Buck isimli köpek, zengin ve medeni bir ailenin çiftliğinde sevgi,ilgi,şevkat ve huzur içinde geçiriyordu zamanını. Ta ki bahçıvan yardımcısının borçları karşılığı Buck’ı çalıp satana kadar. Buck’un insanlara güvenini kaybetmesi işte böyle başladı. Satın alan kişiler çok acımasızdı. Şiddet gördü, aç kaldı , dövüştürüldü. Kötüye dair ne varsa yaşadığı çiftlik dışında onu bekliyordu. Ya sahip olacak ya da sahip olunacaktı. Vahşi insanlar,sevgi ve şevkatten başka duygu bilmeyen Buck’u vahşileştirmişlerdi. Buck artık insan özellikleri gösteren bir köpek olmuştu. Yasaları koyan da insanlardı ve onlara itaat etmek zorundaydı. Birçok el değiştirdi Buck. Hayat acımasız davranmıştı ona. Ama unuttuğu bir şey vardı. Dünyada vahşi insanlar olduğu kadar iyi insanlar da vardı. Hayat zaten bir zıtlıklar bütünü değil miydi? Romanları yaşantılarından beslenen Jack London, muhteşem bir empati yeteceğinin olduğunu bir köpeğin gözünden anlattığı romanda gözler önüne seriyor. Yaptığı gerçekçi tasvirler sayesinde köpeğin yaşadığı iç sıkıntıları iliklerimize kadar hissediyoruz. Vahşetin Çağrısı ve Beyaz Diş kitapları konu ve kurgu bakımından birbirlerinin aynısı diyebiliriz. Vahşetin Çağrısı kitabının sonu Beyaz Diş’in başlangıcıymış gibi bir hissiyata kapılıyoruz. Eğer birini çok beğendiyseniz ve aynı tadı tekrar istiyorsanız diğerini de okuyabilirsiniz. Fakat çok benzer yazılar okumak istemezseniz birini bile okumanız yeterli olacaktır.

Vahşetin ÇağrısıJack London · Parodi Yayınları · 201932,4bin okunma

·

48 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Belki De Neşe