Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

119 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
5 günde okudu
Tezer Özlü 1943 yılında Kütahya’nın Simav İlçesinde dünyaya geldi. Anne ve babası öğretmen olan Tezer Özlü İlkokulu İstanbul’ da bitirdi. İstanbul Erkek Lisesi’nden mezun olduktan sonra, sanatçı bursu ile1981’de Berlin’e gitti. 1984’te Zürih’e yerleşen Tezer Özlü ne yazık ki1986 yılında göğüs kanserine yenik düştü. 18 Şubat 1986’da günü aramızdan ayrıldı. Gitmenin her zaman kendisini özgürleştirdiğini söyleyen Tezer Özlü, daha çocuk yaşlarında bile, dünyanın sonsuz büyüklüğünü hissederek ,çok uzaklara gitmesi gerektiğine inandı. Ablası Sezer'le yaşadığı şehrin sonuna kadar yürüyüp dünyanın ne kadar büyük olduğunu görmek istedi. Ayrıca 1962-1963 yıllarında otostopla Avrupa’yı gezmesi de bir o kadar takdir edilecek bir olaydı. “Her gidiş her yolculuk kendi -beninin- bilinmeyenlerine doğru bilmek için bir iniştir” der. Bir yandan ailesinin ve toplumun kendisinden beklenen kalıplara uymaya çalışarak denge kurmaya çabalaması onun yalnızlaşmasına yol açtı. Özgürlüğünü baskılayan, istediği gibi yaşamasına izin vermeyenlere ve kurallara karşı her zaman tepkili oldu. Bu uyumsuzluk onun ruh halini bozarak, rahatsızlık geçirmesine neden oldu. 1967-1972 yılları arasında dönem dönem İstanbul’da farklı hastanelerin psikiyatri kliniklerinde tedavi oldu. Tezer Özlü’nün etkisinde kalıp, hayatına yön veren yazarlar, Italo Svevo, Franz Kafka ve Cesare Pavese dir. Bu yazarların etkisiyle, yazdığı ikinci romanı “Bir İntiharın İzinde” 1983’te yayımlanır. Tezer Özlü, kitapta aynı yazarları okuyucuya anlatır. Kitabın Almanca dilinde yazımı 1983 yılında Marburg Yazın Ödülü’nü alır. Tezer Özlü’nün ilk kitabı 1963’ten itibaren dergilerde yayımlanan, öykülerinden oluşan, “Eski Bahçe” isimli öykü kitabıdır. “Eski Bahçe” ilk defa , 1978 yılında Ada Yayınları’ndan “Tezer Özlü Kıral” imzasıyla çıktı. On bir öyküden oluşan kitabın ilk öyküsü 1964 tarihli “Dönüş”, son öyküsü 1976 tarihli “Hayalet Oğuz”. Tezer Özlü’nün ölümünden sonra, on iki öyküden oluşan Eski Sevgi bölümü eklenerek, yine Ada Yayınları’ndan Eski Bahçe – Eski Sevgi adıyla kitap bugünkü halini 1987’de aldı. Özlünün tek öykü kitabı budur. Öykülerin de anlık yaşadığı bir izlenimi, hissettiği duyguyu, yaşadığı anıları, uzun tahlillere girmeden, anlatır. Çocukluğunu yaşadığı; Kütahyanın İlçeleri Simav, Ödemiş, Gerede, Okul yıllarını yaşadığı ; İstanbul’u, 1960 yıllarında evlenerek, çalışma hayatına atıldığı; Ankara’yı. Yaşamını etkileyen tüm bu yerleri, sevdiği insanları, babasını, ninesini, takıldığı mekanları, müthiş gözleme yeteneğiyle, hikayelendirir. Tezer Özlü bu hikayelerde aşırı duygusallığını, sadeliğini ve içten duruşunu yansıtır. Okuyana da kendinin hissettiği tüm duyguları( hüznü, kırgınlığı, özlemi,öfkeyi, kızgınlığı, umudu, umutsuzluğu..) etkili anlatımıyla geçirmeyi başarıyor. Oldukça hassas ve özel biri olduğunu, duygusallığını anlattığı hikayelerden anlıyoruz. Yaşadığı her şeyi olduğu gibi, gördüğü gibi , abartısız yazıyor. Hiçbir otoriteyi kabul etmiyor. Kurallar ve alışılagelmiş hayatlar onun ilgi alanında değil. Toplumsal olaylara da bir o kadar duyarlı ve ilgili. Gördüğü yanlışları korkusuzca eleştirip, doğru bildiği görüşleri savunuyor. Tezer'in hikayelerinde cinselliği çok kullandığı yönündeki eleştirileri de anlamak mümkün değil. Hayatın içinde cinsellik yok gibi mi davranmak gerekiyor. Yaşamının izlerini taşıyan, özgün duruşunu ve yazarlığını kanıtlayan, duyarlı, kırılgan ve bir o kadar da dik duruşuyla, sözünü sakınmayışıyla yazın dünyasını başarılı kalemiyle gözler önüne seren öyküleri bu kitapta.. Kısa ömründe az yazmış fakat yazdıklarıyla kalıcı bir yer edinmiş kadın yazarlarımızdan biridir Tezer Özlü, düşündüklerini, yaşamına uyarlama konusunda öncü olmuş, yazdıkları ile yeni bir kapı aralamıştır. 1943- 1986 yılları arasındaki kırk üç yıla “Çocukluğun Soğuk Geceleri” romanını, “Eski Sevgi Eski Bahçe” adlı öykülerini, “Yaşamın Ucuna Yolculuk” anlatısını, “ Zaman Dışı Yaşam” adlı senaryoyu sığdırmıştır. Ölümünden sonra yakın dostları Leyla Erbil ve Ferit Edgü ile mektuplaşmaları kitap haline getirilmiş. Dergi ve gazetelere yurt dışından gönderdiği yazıları” Yeryüzüne Dayanabilmek İçin” adıyla yayımlanmıştır. Ferit Edgü tarafından “Kalanlar” ismiyle yayımlanan kitap da, tanıklıkları ve aforizmaları yer almıştır. “ Doyum içinde ayrılacağımı sandığım bu yaşamdan, zaman zaman algılıyorum ki hiç doyumla ayrılamayacaksın, hiç yaşanmamış gibi” cümlesi onun yaşama dair açlığını gösterir. Leyla Erbil’e göre ölümü çok önceden kararlaştırılmış, bir intihardır. O yaşta, sanki bütün insanların acısını kendinde toplamış, çilesini çekmiş, çağdaş bir biliciye dönüşmüştür. “ Yüz doksan yıl yaşadım, görecek ne kaldı” diye sorar kendisine.” Tezer Özlü, düzenin , akıl , namus ve başarı anlayışıyla hiçbir açıdan bağdaşmaz.. “Aranızda dolaşmak için giyiniyorum der “ ,” Yaşamım boyunca içimi kemirttiniz, evlerinizle, okullarınızla, işyerlerinizle, özel ve resmi kuruluşlarınızla içimi kemirttiniz. Ölmek istedim, dirilttiniz, yazı yazmak istedim, aç kalırsın dediniz, aç kalmayı denedim, serum verdiniz, delirdim, kafama elektrik verdiniz” cümleleri onun kurulu düzen ile uyuşmazlığını en net biçimde anlatır. Toplumla uyuşmazlığının, duyduğu üzüntü ve kaygının en somut şekli şu sözünde kendini bulur. ”Burası bizim değil, bizi öldürmek isteyenlerin ülkesi”. Başka bir dünyada yaşanabileceğinin farkındadır. Aklın sınırlarını zorlaması hep bundandır. Karamsarlığına ve öfkesine karşın içinde taşıdığı hep bir umudu vardır. “Yaşanılacak bir yaşam vardır, üzerinde binip dolaşılacak bisikletler vardır, yürünecek yaya kaldırımları ve tadına varılacak gün batımlarının var olduğuna” hep inanmıştır. Özlü’nün eserleri, kısa bir zamanda okunup bitirilecek türden. Anlamlandırılması ise, bir ömür sürecek kadar insani, duygu ve düşüncelerdir.
Eski Bahçe Eski Sevgi
Eski Bahçe Eski SevgiTezer Özlü · Yapı Kredi Yayınları · 20183,469 okunma
··
569 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.