Tatil deyince sanırım çoğu kişinin aklına deniz geliyor. Ben daha çok kumsalda güneşlenip kitap okumayı sevenlerdenim sanırım. Tatile çıkarken en az 3 kitap olur yanımda. Bu yıl da tatilde bana eşlik eden kitaplardan biriydi Nikah Sarhoşluğu. Baba-çocuk ilişkileri sanırım babamı kaybettiğimden beri daha bir dikkatimi çekiyor. Nikah Sarhoşluğu’nda da evlilik arifesinde bocalayan roman kahramanımızın git gide babasına benzemesini konu ediniyor. Roman boyunca daha önce okuduğum bir cümle de benleydi: Babamdır ne yapsa yarandır. İsimsiz kahramanımızın hayatında hiç olmamış gibi görünen ama onu şekillendiren temel noktaydı “baba” kavramı. Babasının bebekken rakı masasında unuttuğu, babasının alkolik olmasından şikyetçi roman kahramanımızın roman boyunca tekrar ettiği iki şey var: asla babasına benzemeyeceği ve babası gibi rakıcı değil biracı olduğu. Buna rağmen okuyucuyu rakı masasında karşılayıp anlatmaya başlıyor hikayesini. Kayınpederiyle ilk karşılaşmasında, kayınvalidesiyle tanışmasında, nişanında - babası gibi -sürekli sarhoş olmasının ironisi ile gerçekçi, insan doğasını iyi yansıtan bir kitap “Nikah Sarhoşluğu”. Babasına kızsa da aslında içten içe ona duyduğu hayranlık çok başarılı sezdiriliyordu. Ayrıca evlilik öncesi ritüeller, adetler ve evliliğe dair yer yer mizahi ama keskin tespitler de vardı ki okurken okuyucu da kendi içinde sorguluyor yazılanları. Dozunda kullanılan mizahi üslupla da akıcı bir romandı. Uzun zamandır merak ettiğim bir romandı ve hayal kırıklığına da uğratmadı beni. Sürekli takip edeceğim yeni bir yazar tanımanın mutluluğuyla diğer kitaplarını da okumak için sabırsızlanıyorum.

Nikâh SarhoşluğuFerhat Uludere · Edisyon Kitap Yayınları · 202145 okunma

·

216 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

İlknur Kılıç