''ÇIĞLIK
ateş düştü ormana
sessiz yolculuğu kaplumbağanın
tenimde tuz yarası
yılkılara atın beni
kör kuyularda kaldı sesim
ceviz ağacında sincap
yakıcı günü ağustosun
çığlık çığlığa kargalar
dingin kayalıklarında hayatın
sessizce sindi ölüm
yapraklarına zeytinin
kan sızısı
çakal bolluğunda dağlar
sürü saldım ağıldan
kurak yaza
çınlarsa kavalım çınlar
düzeni bozuk bozkırlara
yağmur gelecek
belki yıkar kirimizi
ağlarsa yurdum ağlar''
(Şerif Temurtaş)