Selçuk baran'nı araştırırken"şehir yaşamın içerisinde gittikçe mutsuzluğa itilen, yalnızlaşan ve içine kapanarak kendine dönen sokaktaki insanın anlatıcısıdır" denilmiş. Bu sebeple bu derin melankoliği bu kitabınında da görüyoruz. Kitap birbiriyle ilişkili 5 öyküden oluşuyor.Bunlar:Ablam, Arif hikmet bey, Konak,Zekiye, Tortu öyküleridir. Birinci bölümde, karakterimiz Halim'in ablası arasındaki bağ anlatılıyor. Halim küçük yaşındayken annesini kaybediyor ve ablası ona bakıyor. Birbirine bu kadar bağlanmanın nedenide beraber çok zaman geçirmeleridir. İkinci bölümü Arif Hikmet bey, peki kimdir Arif hikmet bey? Bütün kasaba tarafından sevilen, bilinen ama kimse onun yüzünü görmediği biridir çok zaman önce kasabadan ayrılmış ve bir daha da memlekettine dönmemiştir. . Aynı zamanda Arif hikmet bey kasabalarının ismiymiş. Halim askerliğini bitirdikten sonra bir iş bulması olağanaksız görüyordu ki Arif Hikmet Bey 'den yanına çağırdığını bildirmek için mektup yollamış. Arif hikmet bey sürekli memlekete istediği kişiyi yanına getirir ama ne var ki yanına gidenler Arif hikmet bey gibi bir daha geri dönmezlermiş. Üçüncü bölüm ise Konak. Bu bölümde Halimin kente Arif hikmet beyin konağında yaşadıklarından bahseder. Kendi memleketinden Hüseyin abiyle Arif hikmet bey ile ve konakta ki diğer yaşayanlarla tanışır. Ve onlara dair izlenimlerinden bahseder. Arif Hikmet Bey'e dair herşeyin kurgulanmış, planlanmış olduğunu sezer. Konaktaki, fabrikalarındaki işçilerin durmadan çalıştığını, herkesin disiplinli ve programlı çalıştığını o kadar çalıyorlar ki ailelerini düşünmeye bile fırsatları olmuyormuş. Düşünün ki kendi kararlarınızı kendiniz vermiyorsunuz başkaları size dair kararlar alıyor ve her şey onun dediği gibi oluyor. Kendinizi sorgulamayı bile unutuyorlar size çünkü onlar sizler için her şeyi sorgulamış ve soru sorup cevaplamışlar bile. . Size dair her şey programlanmış siz sadece hareket eylemini yapıyorsunuz. Sizce günümüze benzemiyorlar mı bu olanlar? Ivan Illicjih'in dediği gibi "kabiliyetsizleştirici uzmanlıklar çağında yaşıyoruz. "Artık irademizi uzmanların usta ellerine teslim etmemiz isteniyor bizden. Paramızı kullanırken, yerel ve küresel dönüşümleri, toplumu nasıl anlayacağımızdan, çocukları nasıl eğiticimizden, neler yiyeceğimiz konusunda bile uzmanların ağzından çıkan sözlere bakmamız bekleniyor. ALINTI Dörtüncü bölüm Zekiye. Zekiye Halim'in kente ilk geldiği zaman onu karşılayan Hüseyin abinin kızıdır. Bu bölümde, Halim'in Zekiye ile tanıştığını görüyoruz. Zekiye akıllı, zeki ve güzel bir kızdır. Herşeyi sorgulayan ve kendini iyi ifade edebilen biridir. Özgür bir şekilde ailesine ve halim'e Arif hikmet beyin yanlış yaptığını her kesi kullandığını dile getirir. Arif Hikmet beyin kurduğu otoriteyi tek o farkında sanki. Zekiye Halim'in sorgulamasını farklı bir bakış kazanmasını sağlar... Ve bu bölümde beklenmedik şeyler oluyor. halim ile zekiye evlenip başka yerlere kaçmak zorunda kalıyorlar. Beşinci ve son bölüm tortu. Elimizde kalanlar yaşadığımız günlerin bir tortusudur derler. Kitap o kadar güzel ilerliyor ki kitabı elinizden bırakamıyorsunuz. Sizleri düşünmeye sorgulamaya sefk ediyor. Çok çook beğenerek okudum.

TortuSelçuk Baran · Yapı Kredi Yayınları · 20201,209 okunma

·

257 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Gülsüm