Gönderi
Kitabın baş kahramanlarından Charles Bovary annesinin zoru ile tıp okur , yine annesinin zoru ile kendisinden yaşça büyük olan bir kadın ile evlenir . Bir gün Rouault isimli bir çiftlik sahibinin bacağı kırılır. Bunun için Charles bovary oraya gider. Yaptığı tedaviler sonucu bacak iyiye gitmeye başlar. Bu esnada Mösyö Rauault un kızı Emma ile arkadaş olur. Tam da bu dönemde Charles bovary nin eşi rahatsızlanarak ölür. Charles, Mösyö rauault un evine gidip gelmeye devam eder . Kızı Emma ile olan arkadaşlıkları farkli bir boyut kazanır ve evlenirler . Emma belli bir süre sonra artık bu evlilikten haz almamaya başlar. Okuduğu kitaplardaki aşkı asla bulmadığını dusunur ve Charles tan soğur. Tabi bırakıp ta gidemez. Bu sırada aradığı aşkı bulabilmek yolunda türlü sapkınlıklar yapar . Eşini farklı zamanlarda farkli iki erkek ile aldatır. Yine doyum bilmeyen davranışları vardır. Eşinin olup bitenlerden asla haberi olmaz ve hala Emma yani madam bovary e çok çok iyi davranmaya devam eder. Kızları olur. Madam Bovary kızıyla asla ilgilenmez ve süt anneye teslim eder. Madam bovary nin taşkınca davranışlarından ötürü evine haciz gelir. Para bulmak için gittiği noterin evini gördüğünde bile " ah benim böyle olmalıydı " şeklinde dusuncelerin hâlâ vuku buluyor olması gerçekten çok düşündürücü ... bitmek bilmeyen isteklerin ve doyumsuzluklarin yol açtığı kötülükler ve bunun açığa çıkmasından korkması sonucu içtiği zehir sonucu biten hayatı...
Kitap oldukça güzeldi ancak bazı bölümlerde tasvir anlamında aşırıya kaçılmış diyebilirim... En sinir bozucu nokta emma nın yani madam bovary nin türlü doyumsuzluklari ve eşinin göstermiş oldugu sevgiye karşı asla Emma nın buna hiçbir karşılık vermemesi, üstüne üstlük Charles bovary nin buna sürekli göz yumup katlanması ve Emma yı fazlasıyla rahat bırakması oldu. Şuan böyle istekleri olan insanların olabileceği düşüncesi bile çok acı ...
Okunmaya değer bir klasik kesinlikle ...
·
884 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.