"Ekonomi kötü" dediğimizde gelen bu cevap klasikleşti sanırım artık. Anladığım kadarıyla dokunmatik telefon lüks zannediliyor emekli amca ve teyzelerimizce. Tabii herkes olaya kendi penceresinden bakıyor, benim de telefonda tek işim sosyal medya kullanmak ve oyun oynamak olsaydı ben de lüks addederdim...
Bir ara tuşlu telefona geçmeye çalıştım ve hayatım çok zorlaştı. Okul wp ve telegram gruplarından ayrı kaldım. Dışarı çıktım harita kullanamadım, "Konum atıyorum" diyenlere "Yolu tarif et" dedim. Yemek sipariş edecek oldum edemedim, arayıp sipariş edeyim dedim telefon numaralarına bakamadım. Mesajlaşırken fotoğraf atmak gerekti, atamadım. Toplu ulaşım araçlarında nasıl aktarma yaparım, araçların güzergahı nedir, hangi saatlerde binmem gerekir bakmam gerekti bakamadım. Mobil bankacılık kullanmam gerekti kullanamadım. Müzik dinleyeyim dedim, dinleyemedim. İnternetten aratmam gereken şeyler oldu aratamadım. Online alışveriş yapmam gerekti yapamadım. Fotoğraf/ video çekmek istedim çekemedim. E şimdilerde de HES uygulaması var mecburen kullanmamız gereken, tuşlu telefonda o da mümkün değil.
"Niye en yenisini en iyisini alıyorsunuz, parayı nereden buluyorsunuz?" diyorlar. Üniversiteye başlarken alınmıştı bana bi' telefon. Bir süre sonra güncelleme almamaya başladı. Yeni uygulamaların çoğunu indirmeme izin vermiyor, olanları da güncellemiyordu. Telefon hala sapasağlam duruyor ama işime yaramıyor. Bozulmasa da yeni telefon almaya mecbur kalıyorum, mecbur bırakıyorlar.
İşe yarar telefon fiyatlarının en ucuzu asgari ücret tutarındayken, "Bu telefonlar niçin bu kadar pahalı?" diye sorgulamak yerine "Cebinde bu telefon varken nasıl geçim derdi çektiğini iddia edersin?" diye, geleceğe dair ümitleri bile olmayan gençleri sorgulayan yaşlı kesim, artık dokunmatik telefonların lüks değil temel ihtiyaç olduğunu anlamalı ve oklarını bize değil, temel ihtiyaçların bile lüks sayıldığı bu ekonomi çöküntüsüne sebep olanlara çevirmeli.
Değişen hayat şartlarına uyum sağlayamayan oyunun dışında kalıyor, uyum sağlamaya çalışan nankörlükle suçlanıyor. Biz bir Avrupa ülkesi olduğumuz halde, diğer Avrupa ülkelerinde yaşayan orta halli ailelerin yaşam standartlarının çok altında kalıyor, işsizlik sorunu yaşıyor, yurtdışına çıkamıyor, tatil yapamıyor, mezun olup garsonluk/kuryelik/kasiyerlik yapmak zorunda kalıyor, eğitim aldığımız alanda çalışmaya başlayınca asgari ücretle çalıştırılıyorsak; siz de utanacağınız yerde cebimizdeki telefonlara bakıp bizi suçlamaya devam ediyorsanız, zahmet etmeyin biz sizin yerinize de utanırız.
Utanıyorum. Yaşadığım hayattan, memleketin geldiği son durumdan, turistlerin enayi pazarı gibi akın akın ülkeme gelip haftalarca komik paralarla lüks tatiller yapmasından, ömrümü ev ve araba kredilerini ödeyerek bitirecek olmaktan, ülkeden dışarı adım bile atamayacak olmaktan, kitap bile alacak para bulamamaktan ve tüm bunlara rağmen önce kendi içimizdeki cehaletle savaşmak zorunda olmaktan utanıyorum.