"İnsanoğlunun bu kini, kibri ve egosunu oluşturan duygulardan kurtulması gerek ama bunun yolu ne?" dedi Jacob.
"Duyuların gücü büyüktür. Ama zihin duyulardan güçlüdür. Ondan daha güçlü olan akıldır. Hepsinden güçlüsü ise insanda ve başka her şeyde bulunan Öz'dür. Bilge kişinin düşmanı olan ve sayısız kılığa giren doymak bilmez istek, hiç sönmeyen bir ateş gibidir."
"Ne yapmalı o zaman?" dedi Jacob kısık bir sesle.....
"Korkusuz ve saf ol Jacob, yüreğinde hiçbir kuşkuya yer verme. Başkalarına cömertçe ver. İçten, doğru, sevecen hizmet isteğiyle dolu ol. Kutsal metinlerde dile getirilen gerçeği kavra. Benliğinden uzaklaşmayı ve hiçbir şeye tutkuyla bağlanmamayı öğren."
Jacob birdenbire ortaya çıkan bu gizemli adama şaşkınlıkla bakarken bilge adam uzun sakallarını düzelttikten sonra devam etti. "Beyaz ancak siyah varsa var olabilir, ışık ancak karanlıkta parıldar. Sizler beyazın savaşmamasını sadece kendini koruması gerektiğini öğreteceksiniz. Işığın çocukları olacak ve bunu nesillere aktaracaksınız. Savaşlar zaferler içindir. Zafer, insanın ben'lerini dengeleyebilmesinin önündeki en büyük engellerden biridir. Her zafer'in karşısında büyük bir yenilgi yani hezimet vardır. O nedenle sizler ve sizin gibi olanlar, savaşmayacaksınız, amacınız kendinizi tanımak olacak. İnsanoğlu yaşadıklarından ders çıkarmalı. Işığın çocukları nesilden nesile, nereden geldiğini anlamak için çalışmalı, nereye gittiğini bulmaya çalışmalı... Işığın çocukları kardeştir, kardeşinizi nasıl korursanız birbirinizi o şekilde koruyun. Aranıza sadece hak edeni alın, kulakları duymaya hazır olmayana dudaklarınız her zaman kapalı olsun. Ve izin vermeyin sönmesine alevin! Karanlık mağarasında, kutsal tapınaklarında asırlardır üzerine titrenen, aşkın saf hizmetkârlarınca beslenen alevin, izin vermeyin sönmesine!"
Sayfa 269 - Altın KitaplarKitabı okudu
·
103 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.