Mutluluk; eksiğiyle fazlasıyla ülkemizin dününe bugününe ayna tutan bir eser.
Kitaplığımda aylardır bana göz kırpan ve elime düşen bilmem kaçıncı Livaneli kitabım. Kitabı bu mecrada incelerken puanının diğerlerine kıyasla daha düşük olduğunu fark ettim ve sebebini öğrenmek için birkaç inceleme okudum. Kitabı bitirince insanların neden sevmediğini daha iyi anladım. İyi ki o yargılara takılmayıp okumuşum dediğim dolu dolu bir eserdi.
Eser Doğu ve Güneydoğu'da yaşanan töre adı altındaki zulümleri, ensest ilişkileri ve hayatının en ızdıraplı döneminde olan üç kişiyi konu alıyor. Bunlardan birincisi şeyh amcası tarafından tecavüze uğrayan ve hakkında ölüm kararı verilen Meryem. İkincisi Meryem'e cellat olarak seçilen amca oğlu Cemal. Üçüncüsü ise zengin ve gösterişli hayatın sahteliğinden bıkıp kendine gerçek bir yaşam arayan Profesör İrfan.
Kitapta yazarımız Genel olarak ülkemizin kanayan yarası haline gelen doğunun töre ve namus kavramlarını, zengin ve kendini aydın kesim olarak nitelendiren kişilerin ise içi boş, dışı renkli, mutsuz hayatlarını ele almış.
Ben kitapta insanları tahrik edecek olumsuz öğelerin bulunduğunu düşünmüyorum çünkü hepsi maalesef gerçek durumlardan ibaret. Abartmalar ya da yalanlar olduğunu düşünmüyorum. Aksine dinini yanlış yaşayan, şeyh ve hocalara bel bağlayarak cenneti garantileyeceğini düşünen kesime tokat gibi çarpacak gerçekler vardı. Kitaptaki Selahattin karakteri gerçek bir örnek müslüman olarak çıktı karşımıza. Cemal'e karşı bulunduğu telkinler, onu, kişi ya da topluluklara değil Kur'an'ı Kerim'e ve peygamber hadislerine yönlendirmesi olayı toparlıyor zaten. Bence bazı arkadaşlar gerçeklerle yüzleşmekten bunları okumaktan çekindikleri için kitabı yarım bırakmışlar. Toplumunun kanayan yaralarına parmak basan bu tür cesur kalemlere her zaman ihtiyacımız var. Herkes her kitaptan alması gerektiğini alır. Deve kuşları da gözlerini kapatır.
Benim için güzel bir yolculuktu. Okumayı düşünen ve şuan bu yazımla karşılaşan birileri varsa şiddetle tavsiye ediyorum. Keyifli okumalar dilerim.