Gönderi

264 syf.
10/10 puan verdi
·
Read in 5 days
Kitabın ilk sayfası Peygamberimize (s.a.v) ve ashabına selam ve salavatla başlıyor. Hemen akabinde neden herkes için siyer açıklaması geliyor... Müslümanım diyen bir insanın, farklı bir dine mensup kişiyle aynı bilgiye sahip olması çok rahatsız edici! En azından benim için öyle... Bugün sokakta ben Müslümanım diyen birisine, Hz Muhammed (s.a.v) ile ilgili birkaç soru sorsanız, farklı bir dine mensup olan binin vereceği sıradan yüzeysel cevapları verecektir. Belki de bu cevapları dahi veremeyenler olacaktır. O yüzden ben Müslümanım diyen bir kişinin, ilk önceliklerinden bir tanesi de Hz Muhammed (s.a.v) tanımaktır. İşte bu kitap bunu bize sağlamıştır. Kitabın ilk konusu olarak Mekke ve Cahiliye dönemi ele alınmıştır. Bu döneme göz atınca Peygamber efendimiz (s.a.v) ne kadar zor şartlarda ve dönemde İslamiyet'i yaymak için uğraştığını anlıyoruz. İslamiyet'in doğuş yerinin neden Mekke olduğunu ve burada İslamiyet'in yayılmasında ne gibi avantaj ve dezavantajların Peygamber efendimizin (s.a.v) karşısına çıktığını okuyoruz. Hz Muhammed'in o kutsal Peygamberlik mevkiine gelene dek hayatında karşılaştığı her zorluğun, her durumun O'nu nasıl hazırladığına şahit oluyoruz. Doğumuyla başlayan zor çocukluğu bizi epeyce duygulandırıyor. Bir çocuğun yaşayabileceği en büyük acıyı yaşıyor, anneciğini gözleri önünde kaybediyor. O anda anne bildiği Ümmü Eymen'e söylediği şu cümle kalplerde ne derin iz bırakıyor. " Ey Ümmü Eymen! Anne yüzü hiç unutulmayacak bir yüzdür." Kitabı iki bölüme ayırabiliriz : Peygamberlikten önceki hayatı ve Peygamberlikten sonraki hayatı diye... Peygamberimizin hayatı her Müslüman'a örnek olmalıdır. Her Müslüman Peygamberimizin hayatını okuyup nasiplenmelidir. Kitapta bir cümle var ki bahsetmeden geçemeyeceğim. "Bu kitabı okuyup anlayan artık rahat duramaz, oturamaz..." Yani insanın içinde "ben de İslamiyet için ne yapabilirim." sorusu baş gösteriyor. Ve nitekim kişi kendini sorgulamaya başlıyor ; "Ben kaç kişiye peygamber efendimizin (s.a.v) sevgisini aşılayabildim? Kaç kişinin namaza başlamasına vesile oldum?" Rabbim sahih, çevresine faydalı kullarından eylesin inşaAllah... Kitabı okumaya devam ettikçe yüreğimden zihnime ulaşıp, zihnimi kurcalayan bir düşünce peyda oldu. Hz Muhammed (s.a.v) İslamiyeti yayarken İslamiyet'i anlattığı müşrikler hiçbir ıspat istemeden Peygamberimizin sözlerine biat etmişlerdir. Ne derece bir ihlas olduğunu varın siz düşünün!.. Sonra içten içe hayıflandım! Zaman zaman inanç konusunda tartıştığımız insanlara durumu anlatmak için sürüyle kelam ediyoruz, ama tek bir kelemımız dahi bazen karşı tarafa tesir etmiyor. Bu durumda kendi içimizdeki inançta ne kadar ihlas sahibi olduğumuzu sorgulamamız gerekmiyor mu? İnsan bir şeyi tam anlamıyla tevekkül ederek, inanarak, sevgiyle hislerini söze döktüğü zaman acaba tesirli olmaz mı? Rabbim gönlümüzün derinliklerinde bize İhsanla tevekkül etmeyi nasip eylesin ve bu durum hale dönüşsün inşaAllah Son söz olarak kitaptan bir alıntı ile sözlerimi noktalayayım : " Bu aziz dini anlayamadığımız ve anlatamadığımız için tadına varamıyor, vardıramıyoruz." Rabbim bu güzel dini anlayan, tadına vararak anlatmak için çaba gösterenleren eylesin Lütfen kitabı okuyun ve okutun! Bereketli, keyifli okumalar dilerim.
Herkes İçin Siyer - Mekke Dönemi
Herkes İçin Siyer - Mekke DönemiMuhammed Emin Yıldırım · Profil Kitap · 20213,270 okunma
··
4,331 views
Tuğba Başak okurunun profil resmi
Bu yazarın videolarını da izleyin güzel anlatımı var . Bülbülün kırk şarkısı (İskender pala) çok güzel bi siyer kitabıdır. Güzel günler dilerim 😘
Elif okurunun profil resmi
Teşekkür ederim bakarım tabii 🙂
Özge okurunun profil resmi
❤️
Özge okurunun profil resmi
Ellerine sağlık canım ☺️👍
Elif okurunun profil resmi
Allah razı olsun 😊
Rana okurunun profil resmi
Maşallah ne kadar güzel açıklamışsınız💕
Elif okurunun profil resmi
Çok teşekkür ederim 🥰
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.