Gönderi

125 syf.
9/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Erich Fromm bu eserinde sevginin ne olduğunu anlatmak için kitabı dört bölümde inceleyerek okuyucuya sunmuştur. İlk bölümde sevginin bir sanat olup olmadığını sorgulamamızı istemiştir ve eskiden beri süregelen sevginin, bir nesne sorunu sanıldığını dile getirmiştir bu yüzden Victoria dönemi ya da çağdaş toplumdaki sevgi anlayışına örnekler vererek karşılaştırıp “sevginin bir yeti sorunu değil, bir nesne sorunu sanıldığını” anlatmaya çalışmıştır. Bunun yanı sıra Erich, sevmenin bir sanat olduğunu kabul etmemizi, herhangi bir sanatı öğrenmek için ne yapıyorsak sevmeyi öğrenebilmek için de aynı şeyleri yapmamız gerektiğini belirtmiştir. Bir sanatı öğrenmek için ilkin onu iyice kavramamız daha sonra uygulamada başarılı olmamız gerektiğini ifade etmiştir. Yazar ikinci bölümde ise sevgi kuramını incelemiştir ve sevgiyi, insanın yalnızlığını gideren, bir olma isteğini doyuran bir şey olarak görmüş ve söz etmiştir. Yalnızlık duygusunun bilinçte belirmesi huzursuzluk yaratmaktadır bu yüzden her insanda “yalnızlıktan kurtulma; birleşme, kendi kişisel yaşamının sınırlarını aşıp bütünlüğe ulaşma isteği vardır.” Geçmişten günümüze her insan ve toplum yalnızlığını çeşitli şekillerde gidermeye çalışmıştır. Örnek verecek olursak dinsel törenler ve Çağdaş Batı toplumunda toplumla kaynaşma yalnızlıktan kurtulmanın bir yoludur. Bazı insanlar ise cinsel birlikteliğin, alkol ve uyuşturucu kullanımının yalnızlığını gidereceğini düşünmektedir. Bunun yanı sıra insan doğanın bir parçasıdır, toprak, gökyüzü, ya da hayvanlar onun dünyasıdır. Bunlara ek olarak, “sevgi vermektir, almak değil”. Bu sözü şu örnekle açıklayabiliriz. Erich Fromm doğadaki erkek-dişi kutuplaşmasından bahsetmiştir. Mesela gök ile yerin birlikteliğinden söz edecek olursak, gök bir erkek ve yer bir kadındır. “Gök’ ün attıklarını yer alır, besler, ve büyütür. Yer sıcaklığını yitirince Gök ısıtır onu; tazeliğini, nemini yitirince de Gök ona yeniden tazelik ve nem katar…” Kısacası, buradan verme eyleminden bir şeyler doğacağını görebiliriz. Dahası yazar sevginin tek kişiye değil, herkesle ilgili olduğunu anlatmak için sevilen nesneye göre değişen sevgi çeşitlerini de okuyucuya aktarmak istemiştir bu yüzden kardeş sevgisi, anne sevgisi, tanrı sevgisi, kendine olan sevgi ve cinsel sevgiden ayrıntılı bir şekilde bahsetmiştir. Üçüncü bölümde Çağdaş Batı Toplumunda sevginin soysuzlaşmasından ve dördüncü bölümdeyse sevginin uygulanmasından bahsetmiştir. Kısacası yazar biz okuyuculara sevgi kavramını derin bir şekilde anlatarak farkındalık kazandırmak istemiştir. Son bir alıntı ile sevgiyi bir kez daha tanımlayıp şimdiden keyifli okumalar diliyorum. “Sevgi, sevdiğimiz şeyin yaşaması, gelişmesi için duyduğumuz etkin ilgidir.”
Sevme Sanatı
Sevme SanatıErich Fromm · Payel Yayınları · 199518,9bin okunma
··
207 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.