Gönderi

416 syf.
·
Not rated
·
Read in 11 days
Arşı geç, ferşi atla, sidreyi aş, Gör ne var maverada ibrethîz
Ey insan! Bu kitabı sana ithaf ediyorum. Başının üstünden büyük bir rüzgâr geçiyor. Yalancı bir fecirle başlayan asır kararıyor ve sana tek ümit ışığı olarak en kudretli kaynağı uranium’da değil, senin ruhunda sıkışmış maddeden koparak çıkardığın korkunç tahrip âletinin patlayışından yükselecek alevi bekletiyor. Ey bahtsız! Tarihinin hiçbir devrinde kendine bu kadar yabancı, bu kadar hayran ve düşman olmadın. Laboratuarında aradığın, incelediğin, oyduğun,dibine indiğin, sırrını deştiğin her şey arasında yalnız ruhun yok. Onu beyin hücrelerinin bir üfürüğü sanmakla başlayan müthiş gafletin, otuz yıl içinde gördüğün iki muazzam dünya harbinin kan ve gözyaşı çağlayanlarında en büyük dersi arayan gözlerine bir körlük perdesi indirdi. Bırak şu maddeyi, boğ şu ölçü dehanı, doy şu fizik ve matematik tecessüsüne, kov şu kemiyet fikrini, dal kendi içine, koş kendi kendinin peşinden, bul onu, bul kendini, bul ruhunu, bul, sev, bil, an, gör, kendi içinde gör Allah’ını. Kendine dön, kendine bak, kendine gel. Aptalca bir konfor aşkından doğduğu halde her biri daha korkunç bir dünya harbi hazırlayan teknik mucizelerinin yanında, senin iç zıtlıklarını elemeye yarayacak ve seni kendi kendinle boğuşmaktan kurtaracak ruh mucizelerini ara. İnan mânevilere ve mukaddeslere, inan! Onlar hakkında bu kadar küçükçe düşünmekten utan! Her sezilen derinliğin ifşa ettiklerini düşünmekten bile seni alıkoyan tabiatçı metodlarını fırlat ve bitlenmiş elbiseler gibi at. Ortaçağ papazında haklı olarak ayıpladığın dar kafalılığın anlayış sınırlarını daha fazla darlaştıran beş duyu idrakinin kapalı dünyası içinde kalma: Arşı geç, ferşi atla, sidreyi aş, Gör ne var maverada ibrethîz. "Sabaha doğru eve geldik. ben ilk defa geliyordum buraya. ve bu odaya,bu,bu. divan yine bu köşede idi. Ben senin cesaretine şaşıyordum. Hayretimi gördün ve çeneme küçük bir tokat vurdun. şu elinle,karnında gevşek duran şu elinle. ve demek istedin ki: Bu bir şey mi? Sonra bana şarap ve elma getirdin. Her şeyin evvelden hazırlandığını anlıyordum. Divanın üstündeki yastıklar bile,o geceki vazifeleri için evvelden emir almışlardı. Evet, Necile şu divan. Aramızda her şeyin orada nasıl başladığını hatırlıyor musun? Elektriği de sen söndürdün. Kapıyı da sen kilitledin. Sabah oluyordu. Necile! Biraz sonra yine sabah olacak.Yine sen ve ben bu odada Yalnızız. Necile, çeyrek asır! Bu arada neler,neler oldu! Meral o zaman dünyada yoktu, şimdi de yok. Fakat iki zaman arasında bir meral var ki ." ".. Kendi kendimden nefretimin çerçevelediği ve çirkinleştirdiği bir dünyada yalnızım.” Türk edebiyatının en seçkin örneklerinden sayılabilecek yüksek oranda psikolojik tahlilleriyle hayranlık uyandıracak bir yapıt.. Edebiyat zevkimle çok uyuştu. Okuma sürecimde pek çok alıntı paylaştım. Okur arkadaşlarıma, okunacaklar listelerine bu eseri tereddütsüz ekleyebileceklerini söyleyebilirim. Keyifli okumalar.. Çok etkileyici bir paragraf ile Yalnız'a veda... “Bir mısra için insan kuşların nasıl uçtuğunu hissetmelidir.” İnsan... “Küçük çiçeklerin sabahları hangi kımıldanışlarla açtığını bilmelidir”. Ve insan, “Meçhul semtlerdeki yolları, beklenmedik tesadüfleri ve uzun zamandır gelmekte olduğu görülen vedaları düşünebilmelidir: hâlâ anlaşılmamış çocukluk günlerini...” Sessiz. “Sessiz, kapanık odalarda geçen günleri ve deniz kıyısındaki sahaları, üstümüzden esen ve bütün yıldızlarla uçan yolculuk gecelerini düşünebilmelidir. Bu da yetmez.” Evet... “İnsanın birbirlerinden farklı bir çok sevda gecelerine ait hâtıraları olmalıdır; doğuran kadınların haykırışlarına ait, içine kapanan, hafif, beyaz, uyuyan lohusalara ait hâtıraları olmalıdır. Hem de can çekişen kimselerin yanında oturmuş bulunmalıdır. Kesik kesik gürültüler duyulan, penceresi açık odada ölülerle durmuş olmalıdır. Ve insanın hâtıraları...”
Yalnızız
YalnızızPeyami Safa · Ötüken Neşriyat · 201921.9k okunma
··
1,259 views
☞ Melike okurunun profil resmi
Hocam inceleme ve alıntılar için teşekkürler :) muhakkak okuyacağım
Sevgican okurunun profil resmi
İnceleme sayılmaz esasen:) Eser hakkında yazılacak o kadar ayrıntılar var ki.. Simerenya başta.. Ütopik unsurları.. Birbirine tezat benlik ve benliklerin çatışması.. Kontrol altına alınamayan ikinci benliğin insanı nasıl felakete sürüklediği.. Peyami Safa muhteşem yazmış. En yakın zamanda okumanız dileğiyle.. İyi okumalar 🍀
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.