Gönderi

%61 (178/288)
5/10 puan verdi
Kitabı henüz bitirmedim. Ama bitirebilecek miyim ondan da emin değilim. Çok, çok, çok kötü bir çeviriye sahip. Kuramsal çözümlemeler yapılan ve okunması sadece bu açıdan bile zor olan bir kitapta bir de bariz çeviri yanlışları olunca anlaması cidden çok zor hale geliyor. Sadece iki adet örnek vereceğim. İlki aşağıdaki cümle: "Ancak bir anlam başka biri için akla yatkın biçimde var olabildiği sürece benim için de bir anlam olarak var olamaz." Bu cümleyi düşündüm, düşündüm, ama bir anlam çıkaramadım. Kitabın İngilizce metninden aynı cümleyi buldum: "But unless a connotation can plausibly exist for someone else, it cannot exist as a meaning for me either." Türkçe cümledeki "olabildiği" ifadesi "olmadığı" şeklinde çevrilmeliydi. Böyle çevirdiğimizde anlam açısından bir sıkıntı kalmıyor. Bir cümle daha: "Demek ki anlamlar ne rastgele biçimde okurlar tarafından şiire ihsan edilir ne de bir su seviyesi çizgisinde olacağı gibi sayfada nesnel bir biçimde bulunur." "Su seviyesi çigisi". Hmmm... Su seviyesi çizgisi benim bildiğim kahve ve çay demliklerinde, su ısıtıcılarında ve elbette su deposu gibi yerlerde bulunur; ve evet nesnel bir anlamı ifade eder. Ama su seviyesi çizgisini de, örneğin bir filmde, tehlike işareti olarak kullanabilirsiniz. Kahramanın tehlikeli bir durumda olup olmadığı çizginin nesnel anlamının yanında kahramanın o anda içinde bulunduğu durumla da ilişkilidir. Bu yüzden cümleyi anlamakta yine zorlandım. Yine İngilizce metne gittim ve asıl ifadeyi gördüm: "So meanings are neither randomly bestowed by readers, nor objectively there on the page in the sense what a watermark is." Çevirmenin "su seviyesi çizgisi" dediği şey "watermark" imiş, Yani resimlerin üzerine, resmin asıl kaynağını belirtmek için basılan şu saydam filigranlar. Yazar aslında kağıt üzerinde basılı olan işaretler, yani harfler, sözcükler ve noktalama işaretleri ile yine nesnel işaretler olan ve nesnel kullanımının dışında kullanımları bulunmayan filigranlar arasında bir ilişki kuruyor. Böyle okununca cümle çevrildiği halinin anlaşılabileceğinden aslında çok daha basittir. Tüm bunları bir ukalalık olarak görmemenizi rica ederim. Kitabın ortalarından sadece iki adet örnek verdim ama bu noktaya gelene kadar bu tür çeviri yanlışlarından epey gördüm. Ama anlamı katleden böyle işlere sinirleniyorum. Okunması için vakit ve önemli miktarde enerji harcadığımız böyle eserlerde çevirmenler bize köstek değil, destek olmalı. Tüm bu çeviri sıkıntısından başka, eserin İngiliz dilindeki şiirler üstünden gitmesinin ve "yakın okuma" dediği yöntemi kullanmasının bizim gibi yabancı okurlar için doğurduğu büyük problemler var. Yazar sık sık form ve içerik arasındaki çetrefilli ilişkiye odaklanıyor; ikisinin birbirini desteklemesi, zıtlaşmaları, yansıtmalı sözcükler haricinde seslerin tekil ya da yinelemeli kullanımlarının etkileriyle estetik bir yapı oluşturulması ve bunun içeriğin okur tarafından algılanma şekli üzerindeki etkilerini inceliyor. Ne yazık ki, şairin ürettiği formun büyük bölümü şiirlerin Türkçe çevirilerinde yok olduğu için, yazarın bu şiirleri incelediği kısımlar da çok havada kalıyor ve anlaşılmıyor. Burada yine şiirlerin İngilizce orjinallerine bakılabilir elbette, ama bu da İngilizce'ye ve bu dildeki edebiyata ciddi bir hakimiyet gerektiriyor. Bu sebeple kitabın sıradan bir yabancı okur için olmadığını düşünüyorum. Daha ziyade İngiliz edebiyatını seven, belli bir seviyenin üstünde ilgilenen ve bunu da İngilizce diliyle yapan okura hitap etmektedir.
Şiir Nasıl Okunur
Şiir Nasıl OkunurTerry Eagleton · Agora Kitaplığı · 201178 okunma
·
299 görüntüleme
Pathos okurunun profil resmi
Ben de diyorum bu kitap niye okunmuyor :)) demek ceviriden . Hocam teşekkür ediyorum inceleme ve tespitiniz için
Çağdaş Kocabıyık okurunun profil resmi
Rica ederim :)
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.