Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

296 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
9 günde okudu
Frankenstein
Okudum ilk dex yayınevi kitabıydı. Kitabın konsept tasarımı, ciltli hali fazlasıyla güzeldi lakin daha da önemlisi çevirisi çok iyiydi. Kitaptan hiç kopmadım, hiç sıkılmadım. İşlerimden dolayı saatlerce okuyamadım lakin okuduğum her andan keyif aldım. Kitabın genel konusuna gelirsek Victor Frankenstein isimli bir doktorun/ bilim insanının, karşı konulamaz hırsı ve duyguları yüzünden kendini yaratıcı yerine koymak istemesi, hiç istemediği bir sonuçla karşı karşıya kalmasına sebep olur. Dünyaya, kendisinin dahi iğrendiği, aşağıladığı bir yaratık getirir. Victor bu yaratığı gördüğü ilk anda terk eder. Yaratık doğuştan ihanete uğraşmıştır.. “Hilkat garibelerinden herkes nefret eder. O zaman, canlılar arasında iğrençlikte bir eşi olmayan benden nasıl nefret edilmesin! Yaratıcım olduğun halde, sen bile ancak ikimizden birinin yok oluşuyla kopabilecek bir bağla bağlanmış olduğun kendi eserini hor görüyor, tiksiniyorsun. Yaşamla nasıl olur da böyle dalga geçersin?" Victorun ve yaratığın hayatı bu andan itibaren ayrı ama ortak bir ızdırap serüvenine dönüşür. Yaratık alışılmışın dışında bir bedene ve çok korkunç bir yüze sahip olduğu için gittiği her yerde aşağılanır. Öyle ki aşağılarin aşağısına düşer, fareler gibi yaşamaya başlar. Bu süreçte okumayı, konuşmayı hatta düşünmeyi öğrenmek zorundadır. Açlık, aşağılanma, sevgisizlik ve yalnızlık ızdırabı içinde yaşar. Bu ızdırap hayatta tutunacak bir amaç verir ona, kötü bir amaç.. “Benim de sevgi, şefkat hissim vardı ama tek karşılığı aşağılanma ve nefret oldu. Ey insan! Benden nefret edebilirsin ama kulağını dört aç! Bundan böyle ömrün korku ve istirap içinde geçecek ve mutluluğunu sonsuza dek elinden alacak o yıldırımın isabet etmesi yakındır. Ben kahrımdan ölürken, sen mutlu mu olacaksın? Diğer tutkularımı mahvedebilirsin ama geriye intikam kalıyor. Işıktan, besinden bile kıymetli intikam! Belki ben de öleceğim, zorba ve zalim yaratıcım ama ölmeden önce senin, sefaletine tanık olan güneşi lanetlediğini göreceğim. Ayağını denk al, çünkü korkacak bir şeyim yok ve bu yüzden de güçlüyüm. Bir yılanın sinsiliğiyle fırsat kollayacağım ki zehrimle seni sokabileyim. Açtığın yaraların bedelini ödeyeceksin, ey insan.” Yaratık kötü değildi, şefkate ihtiyacı vardı. Sevgiye, ahlaka ihtiyacı vardı. O dünyaya gözlerini ihanet ile açtı. Asıl canavar Victordu ve onun yarattığı canavar kendi içindeydi. "Tüm insanlık bana karşı günah işlemişken tek suçlu ben miyim? Dostunu kapıdan hakaretlerle kovalayan Felix'ten niye nefret etmiyorsun? Çocuğunun kurtarıcısını yok etmeye çalışan köylüyü niye lanetlemiyorsun? Olur mu hiç? Onların hepsi de çok namuslu, kusursuz varlıklar! Bense rezilim, terk edilmiş bir hilkat garibesiyim; bana düşen de hakaret işitmek, tekme yemek, üstüne basılmak. Bu haksızlığı aklıma getirdikçe şimdi bile küplere biniyorum." Kitap boyunca hep yaratığın tarafında oldum, Victor zalimliğinin ızdırabını çekerken, yaratık sadece hayatta olmanın ızdırabını çekiyordu. 10/10
Frankenstein
FrankensteinMary Shelley · Dex Kitap · 201814,1bin okunma
·
387 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.