Gönderi

Bilen bilinemiyor, Bilinen bilmiyor
Basın Bülteni: BÜYÜK BİR AYRILIK SONRASI KİTAP ÇALIŞMALARINA BAŞLAMAK İÇİN ADIM ATAN USTA YAZAR, KİTABIN İLK CÜMLESİNDEN İTİBAREN GİRİŞTİĞİ ZORLUKTAN DOLAYI BEZMİŞ HALDE KAMERALARA YAKALANDI. HEM BİLİNMEK İSTEYİP HEM DE ÇABA SARF ETMEK İSTEMEYEN YAZAR BİRKAÇ BASİT ŞİİRLE SEVGİLİYE HİTAP EDEREK TEKRARDAN DÜNYADA FAAL ROL OYNAMAK İSTEDİĞİNİ  BELİRTTİ. Yazarın kitabının önsözü Bu şiir; manevi yorgunluğu uzun bir yazı ile tamamlayamayacak kadar bitmiş bir adamın gönül dünyasından çıkmıştır. Gazete İlanları    Şiir gibi kutsal bir alanı, kelime tasarrufu olarak gören aymaz, sersem, kalpazan, laf değirmeni bu yazarın rezaletini yergileyecek usta eleştirmenler aranmaktadır. Ayrıca şairi! darp etmek isteyenler için de verilen bu ilanın altındaki iletişim numarasından bizlere ulaşarak adres bilgilerine sahip olabilirsiniz. Şairin İlan Karşısındaki Tutumu Şair bu konuyla ilgili yaptığı açıklamada, kendisini darp etmek isteyenlere yanlarında basın mensuplarını getirmeleri karşılığında ücret ikramiyesinde bulunacağını belirtti. Açıklamanın devamında şair:" Yıllardır yazıyorum. Henüz sevgili tarafından bilinmiş değilim. Artık enerjiden tasarruf ederek modern çağa ayak uydurmak gerekir sanıyorum" ifadelerini kullandı. Şair evinde dostuyla bir başına hasbihal ederken Kelimelerin bir manaya geldiğini varsayıyordum. Kelimelerin bir hareket kabiliyeti kazandıracağını düşünüyordum. Kelimelerle bir karşılık elde edeceğimi ve kelimelerden bir dünya inşa edeceğimi  sanıyordum. Oysa yanılmışım, kelimeler insanın bilinme ihtiyacını karşılamak amacıyla  yazıldıkları an, yazılarıyla birlikte kişinin kendisini de yokluğa götürmekten başka bir vasfa sahip olamazlar. Kelimeler ancak ve ancak bilmek ve öğrenmek ihtiyacının karşılanıp, bunların karşılığında içte biriken bilgilerin patlayarak bir volkan oluşturduğunda bir değere sahip olabilirler. Oysa ben, sadece sevgili tarafından bilinmek istiyorum. Bunu da yazarak her an uzaklaşmasına tahammül edemez halde yazıyorum anlıyor musun bay dostum. Artık kelimelerden tasarruf ederek ve çabadan kısarak yazmamın sebebi tam da budur.  Yani herkes gibi içsel bir coşkunluktan çıkarak dışsal bir gösterişe alet olmak istiyorum. Duygularımın bayağılaşmasının gösteriye konu olmasını istiyorum. Şunu unutma bay dostum, sahici hiçbir şeyin sahici olmayanlar tarafından anlaşılabilecek bir yönü bulunmamaktadır. Tek başına hakikati taşıyabileceğimi sandım, ama fark ettim ki taşıdığım şey hakikat değil, sadece herkesten farklı bir yerde egosu yüksek ve tek başına herkesten uzakta durmanın bencilliğiyle debeleniyormuşum. Aksi takdirde hakikati içlerinde saklayan, bizlerin görmediği; daha doğrusu kendilerini kimseye görünmeden muhafaza edebilen münzevi şahsiyetlerin lezzetlerinden tadabilirdim. Artık ben de her şeyi bir gösteri unsuru yaparak kendimi var kılmak istiyorum bay dostum. İnsan, olmadığı iyi bir insana bürünmeye çalışırken çok yorulup olduğundan çok daha kötü insan olabiliyor. Şairin Dostundan dergide şaire övgü Düzyazılarıyla öne çıkan fakat son kitabında şair önlüğünü giyen dostum O... D... , çıkaracağı şiir kitabında ayrılığa dair müthiş şiirleriyle okurun karşısına çıkmayı planlıyor. Yayınevleri Diğer yazılarınızın uzun olması karşısında okuyucular, modern dünyaya ters gelen tarzınızdan dolayı kitaplarınızı okunmamış halde raflarda tozlanmaya mahkum bıraktılar. Gerek tüketici bir kitap yazmanız, gerek de bundan önceki kitabınızda kısa düz yazılar yazmanız, hem bizi hem de okuyucuyu tatmin etmiştir. ŞAİRİN KİTABINDAKİ BİR ŞİİRDEN  KESİT Saçlarından çiçek yapıp sana hediye ettim Varlığındaki parıldayışı göresin diye Sustum, kimselere sormadım seni Kimseler kim olduğunu kimseye sormasın diye Bana bakarken gökyüzümden yıldızlar yağdı Beraber oltalar attık onları yakalamak için Sen bir peri kızıydın denizlerin derinliklerinde Bense senin nefeslenebileceğin kayığın Dünyayı avuçladım parmaklarımın arasından sen sızdın Sen ki dünyaya bile sığmaz güzel bir kızsın Yazılarımda hep seni andım bakışlarımda hep sen Neredesin yorgunluğumun anlamı, neredesin sevda çiçeğim Bu şiir eksik bir bilginin ürünüdür belki Bu şiir seni anlatamayacak kadar kör Bu şiir sessiz bir sevdanın uğultusudur Bu şiir akan bir çağlayanın gümbürtüsü O...D... Şiir Kitabı Hakkında Tv Tanıtımı Gazeteci: Kitabınız piyasaya çıktı oldukça ses getirdi, ne düşünüyorsunuz? O... D...: Kitabım içeriğinden ziyade gazete sayfalarındaki popüleritesinden değer gördü. Oysa ben onun içeriğiyle ünlenmesini isterdim. Gazeteci: Olur mu efendim, kitabınızdaki iki cümle tüm ülkede ve hatta dünyada populerlik kazanıp şöhretinize katkı sundu. O... D...: Birkaç kişi o kitabı okuyup kendilerince bu alıntıları paylaştılar. Milyonlarca güruh o duydukları alıntıların  gösterisini sundular. Gazeteci: Peki şiirlerinizde belirttiğiniz peri hakkında neler söylersiniz, kendisi bu kitabınızdan sonra sizi bulup bunca zaman sizi fark edemediği için pişman olduğunu ve sizinle yeni bir hayata yelken açmayı düşlediğini belirtti. O... D...: Ben yıllarca onun hakkında bu yazdıklarımdan çok daha güzellerini yazdım, çizdim, gösterdim, gösteremeyişimdeki tatlılığı sezdirdim, anlamadı. O peri, benim içimde ona karşı yanan aleve değil, alevin ortalığa saçmış olduğu beğenilme arzusunun isteğiyle bana gelmiş bulunuyor. Zamanla alevim sönüp kendi kişiliğim ortaya çıktığında tekrardan beni yokluğa gömmeye devam edecek. Ben onu istemezliğimde isteyerek sonsuza kadar ona karşı olan alevimin yanmasını tercih ederim. Gazeteci: Peki ama siz bilinmek istiyordunuz, neden eski yazılarınızı andırır demeçler veriyorsunuz şu anda? O... D...: İnsanlar bilmekten ziyade bilinmeye tabidirler. Görmekten ziyade görünmeye ve duymaktan ziyade duyulmaya. Bu da dünyada sonu gelmez istekler silsilesi oluşturur. Bu sadece halk düzeyinde var değildir. Yazarlar topluluğunun büyük bir kısmında bile asıl hissettikleri şey saklanmış bulunmaktadır. Örnek verecek olursak bazı yazarlar şöyle ifadeler kullanırlar. "Kaybetmekten korktuğum için senden gizlediğim duygularım vardır." veya mesela " Seni sevmekten korktuğum için bunu kendime bile dile getiremiyorum". Başka bir konudan örnek verecek olursak, "İnsanoğlu nankör yaratılmıştır." Şimdi bunları açıklayalım: Kaybetmekten korktuğu için bunu sevdiğine söylemeyen kişi, aslında kaybetmekten korktuğunu söyleyerek sevilene haykırmış olur. Eğer gerçekten kaybetmekten korksaydı bunu açıklama zorunluluğunda hissetmezdi kendini. Çünkü bunu söyleyen kişi, kaybetme korkusunu vurgulayarak kaybetme korkusundan ziyade, kaybedecekse bile bu ihtimalin sevilenin etki alanında acıma duygusu  uyandırabileceğini bilen kişidir. İkinci örnekte sevmekten korkulduğu için dile getirilmiyor değildir. Sevme derecesinin ne kadar fazla olduğunu göstermek için sanki gerçekten söylemiyormuş havası verilmiştir. Son örneğe gelirsek, insanoğlunun nankör yaratılmış olduğu belki de doğrudur. Fakat genellikle insanlar bazı olgulara tanım getirirken, o olguyu tanımlamaktan ziyade kendi hayatlarında yaşamış oldukları bir durumu genelleyerek açıklama ihtiyacında bulunurlar. Yani insanoğlu nankördür ama bence aslında nankör olduğu için değil, birinin ona nankörlük yapması karşısında verilen tepki olarak ortaya konmuştur. Yoksa bunu söyleyen kişi, tüm insanları nankör sınıfına sokmak istiyor değildir. Ondaki sadece bir hayal kırıklığı tanımıdır. Bütün bu dediklerim, bunların yanlış olduğunu ortaya koymak için değildir. Yani biz, dünyayı bir oyuncak olarak kullanmazsak dünya bizi belki de gerçeğin tılsımıyla boğar. Benim kızdığım nokta, insanlara yaptıkları sahtekarlık söylendiğinde onların böyle bir şey düşünmediklerini söylemeleridir. Bu da gizledikleri duyguya daha bir yoğunluk katıyor sanmalarının ürünüdür. Ben, önceki kitaplarımda tüm duygularımı sere serpe serpiştirdiğim için heyecansız fakat hakikat taşıyordu. Şimdi ise heyecanı bol, söylemek istediğimi farklı şekillerde anlatarak ve hatta etkisi artsın diye sanki söylediğime inanıyormuş gibi yaparak, fakat aslında hakikatte kimseye beslenemeyecek kadar bayağı çağrışımlarla bezeledim. İstediğim şeyi başardım yani bilinir oldum. Kitabımın tutması da geçmişteki sahiciliğimi ve birikimimi bir yalan  uğruna şekillerle süslerle ve yalanlarla besleyerek başardım. Fakat bilinmenin bedeli olarak sevgiliyi sonsuza kadar kaybettiğim için kendimi bir daha affetmeyecegim. Şiir Kitabından 30 sene Sonra Eski ünlü yazar ve şair O... D..., virane olmuş evinin uzun zamandır çalınmayan rutubetli kapısının dibinde, hayali gerçek gerçeği hayal olan bir sevdanın taşıyamadığı bedeninde, kimsesiz biçare hayatına gözlerini yumdu. Kitaplarında haykırdığı peri kız ise vefat sonrası kendisine sorulan sorulara, zamanında kendisini ölesiye sevdiğini söyleyip duran ve kendisini sevdiği için 7.kattan atarak haberlere konu olan eşiyle evlendiği için çok mutlu bir ömür geçirdiğini ve pişman olmadığını(Sevdiği için mi öldü? yoksa 7.kattan sevdiği için ölebileceğini herkese göstermek için mi?) fakat yine de bir zamanlar kendisini seven bu büyük yazar O... D... için kısa bir başsağlığı dilemeyi ihmal etmedi. Onur Değer
··
820 görüntüleme
Pol Gara  Yeşim Firûzan okurunun profil resmi
Deli çocuk!.. 💐🤦🏻‍♀️🙋🏻‍♀️
Onur DEĞER okurunun profil resmi
Her zaman destekçim olduğunuz için minnettarım.:)
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.