~ Prens : Barışla paslanmış ellerine eski mızraklarını alıp
Kullanmak zorunda hissettiler kendilerini
Bastırmak için sizin uğursuz kininizi. / 8
~ Benvolio : Kendimi onun yerine koydum ben de
Düşünceliyken insan yalnızlığı sevdiğinden
Ben bile yorgun benliğime fazla geldiğimden
Onunkine değil, kendi gönlüme uydum,
Benden kaçandan kaçtım seve seve. / 9
~ Benvolio : Beni dinle ve onu düşünme, unut!
Romeo : Öğret bana, nasıl unutulur düşünmek? / 13
~ Mercutio : Olmaz, sevgili Romeo, sen de dans edeceksin.
Romeo : Hayır, etmeyeceğim yeminle,
Sizin dans için hafif ayakkabılarınız var;
Benimse ruhum kurşun gibi ağır,
Kımıldayamıyorum, mıhlıyım sanki yere. / 23
~ Romeo : Parıldamayı öğretiyor bütün meşalelere... / 29
~ Koro : Ama sevgi güç verir, zamansa imkân
Büyük engellerde bulur, büyük hazzı insan. / 35
~ Mercutio : Gidiyor muyuz, hadi?
Benvolio : Gidelim ya, aramak boşuna bulunmak istemeyeni. / 37
~ Romeo : Yarayla alay eder, yaralanmamış olan. / 37
~ Romeo : Aşkın hafif kanatlarıyla aştım bu duvarları,
Durduramaz sevgiyi çünkü taştan sınırlar,
Hem aşkın isteyip de başaramadığı ne var! / 40
~ Juliet : Hafifliğe yorma sakın
Karanlık gecenin açığa vurduğu çaresizliğimi. / 41
~ Juliet : Binlerce kez iyi geceler sana!
Romeo : Binlerce kez beter olsun gece, senin ışığın yoksa. / 44
~ Rahip Lawrence : Yeryüzünde yaşayan en zararlı şey bile
Özel bir yarar taşır bu yeryüzüne;
...
Şu minik çiçeğin taze filizlerinde
Zehir de var, iyileştiren özler de:
Koklanırsa, dinçlik verir her yerine insanın
Tadılırsa, öldürür tüm duyuları, durdurur yüreği. / 46
~ Rahip Lawrence : Nöbet bekler kaygı her yaşlının gözünde,
Uyku bulunmaz kaygının barındığı yerde. / 47
~ Romeo : Roseline'i seviyorum diye sık sık azarlardın beni.
Rahip Lawrence : Sevdiğin için değil, oğlum, yalnızca kaptırdığın için...
Romeo : Gömmemi istemiştin o sevgiyi.
Rahip Lawrence : Birini mezara gömüp de ötekini çıkarasın diye değil. / 49
~ Rahip Lawrence : Şiddetle başlayan hazlar, şiddetle son bulurlar,
Ölümleri olur zaferleri,
Öpüşürken yok olan ateşle barut gibi.
En tatlı bal bile tadıldıkça bıkkınlık verir,
Aynı tat isteği, iştahı köreltir.
Onun için, ölçülü sev ki uzun sürsün sevgin,
Hedefe hızlı giden, yavaş kadar geç varır. / 62
~ Romeo : Konuşamazsın ki hissedemediğin şeyi... / 82
~ Juliet : Bırakın da ağlayayım doya doya,
Böyle acı bir kayba.
Lady Capulet : Böylece kaybı hissedebilirsin ancak,
Ama kaybına ağladığın dostu hissedemezsin.
Juliet : Ama kaybı hissettikçe,
Elimde değil ki o dost için ağlamamak. / 91
~ Romeo : Açlık yer etmiş yanaklarında,
Gözlerin ihtiyaç ve sıkıntını ele veriyor,
Nefret ve yoksulluk çökmüş omuzlarına:
Ne dünya senin dostun, ne de yasalar;
Seni zengin etmek için hiçbir yasa koymuyor dünya... / 119
~ Juliet : Bu da ne? Canım sevgilimin avucunda bir şişe!
Demek ki, zehirden sevgilinin bu vakitsiz ölümü.
Cimri! Hepsini içmiş; bir damla bile
Bırakmadın demek kavuşabilmem için sana?
Öyleyse dudaklarından öperim,
Orada bir parça zehir kalmıştır belki;
Bir zamanlar hayat veren dudakların
Bu kez son versin hayatıma. / 128