Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

104 syf.
·
Puan vermedi
·
33 saatte okudu
Güzel Sanatların Bir Dalı Olarak Evlilik. Julia Kristeva ile Philippe Sollers arasındaki bir sohbetin uzun bir hikâyesi, sadece 98 sayfa... Geçtiğimiz yıllarda "Güzel Sanatların Bir Dalı Olarak Cinayet" adında bir kitap okumuştum. O kitapla isim benzerliğinden hareketle aldığım ve üç yıldır kitaplığımda bulunan Güzel Sanatların Bir Dalı Olarak Evlilik'i bitirdim. İki yazarlı bir kitap ve sohbet havasında geçiyor. Tür olarak nehir söyleşi kabul edilebilir ama kurgudan ziyade düşüncenin hâkim olduğu bir kitap. Uzun yıllardır evli olan bir çiftin (yer yer kabul edilmesi mümkün olmayan eylemleri de olmak üzere) aşk, ilişkiler ve evlilikten hareketle düşüncelerinin aktarıldığı güzel bir kitap olmuş. İki önsöz ve dört bölümden oluşan Güzel Sanatların Bir Dalı Olarak Evlilik, okuru birçok konuda düşünmeye sevk ediyor. Kitapta dikkat çeken bazı ifadeler; "Evlilik çoğu zaman taraflardan birinin kurban konumunda olduğu bir çatışmadır. ... İnsanlar birtakım hesaplarla ya da aldatıcı hayallere kapılarak evlenir" (s. 7). "Sevmediğim bir kelime var, 'çift' kelimesi: Hiçbir zaman dayanamamışımdır. Nefret ettiğim bir edebiyatı hatırlatıyor. Julia ile ben, biz evliyiz, tamam ama her birimizin kendi kişiliği, adı, etkinlikleri, özgürlüğü var" (s. 15). "Çünkü aslına bakarsanız: Hepimiz çocuğuz. Çocuk olmaktan çıktığınızda, sadakatsiz oluyorsunuz" (s. 17). "Toplumun, evde kalıp çocuklarıyla ilgilenen bir anne temsiline ihtiyacı var. İşte bu yüzden, sosyal imajı güçlü bir kadın serbest bir aşk ilişkisine girdiği an, bizler kendimizi tehlikede hissediyoruz" (s. 25). "Mahremi değerlendirip onu adına deneyim denen karşılıklı etkileşimin içine yerleştirerek yaratıcılık, yeniden başlama, yenilenme olarak oluşturan bir aşk söyleminin eksikliğini çekiyoruz" (s. 45). "Beden konuşur ama çoğu zaman onu kimse dinlemez. İnsan konuşan kendi bedenini dinlemez" (s. 56). "İnsan insanların arasında sürgünde" (s. 62). "Aslında Voltaire de aynı görüştedir. 'Hiç olma korkusundan, yobaz oldular' der" (s. 63). "Bir toplumda ziyan edilmiş bir kelime olan "aşk" kelimesi de var. ... Belki daha sonra bundan da söz ederiz, aşktan hep iş işten geçtikten sonra söz edilir çünkü (s. 78). "İçimizden geçip giden tarihte aşk hep aynı kalmıyor, kişisel tarihimiz boyunca da değişikliğe uğruyor" (s. 79). "İşte aşkın mümkün bir tarifi: İnsan birbirini ancak çocuk olarak tanırsa sever" (s. 86). "Bazen bir kadındaki küçük kızı bulmak gerekir" (s. 91). Okumalısınız.
Güzel Sanatların Bir Dalı Olarak Evlilik
Güzel Sanatların Bir Dalı Olarak EvlilikJulia Kristeva · Yapı Kredi Yayınları · 2018168 okunma
··
656 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.