Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Bu isteksizliğe rağmen devam etmelisin. Devam ettikçe anlayacaksın faydasını.
Acı çekerken, hep neden bunları yaşıyorum diye durmadan sorguluyorsun. Ama insanın olgunlaşma süreci düz bir çizgiden oluşmuyor hiçbir zaman. Başımıza iyi ya da kötü şeyler gelebiliyor bu süreçte. Ben insanın bu sürecini, çayın demlenmesine benzetirim hep: Sen bir susun; hep çaya ulaşmayı ve demlenmeyi arzuluyorsun. Bu süreçte yavaş yavaş pişmeye başlıyorsun, ısındıkça kötü hissediyorsun, “Neden ısınıyorum, neden bunlar başıma geliyor?” derken acı gitgide artmaya başlıyor. Kendi içinden belki söyleniyorsun su olarak, tek istediğim çayla kavuşmak ve demlenerek güzel bir çay olmaktı, nedir bu çektiğim diye. Bu acı veren sıcaklık içerisinde günler geçerken birden fokurdamaya başlıyorsun ve içinde isyan yükseliyor, artık ben bu acıya dayanamıyorum diyorsun. Halbuki sana acı veren o fokurdama hali bir yandan bazı şeylerin zamanının geldiğini müjdeliyor sana. Kaynama haline ulaştıktan sonra çayla buluşuyorsun nihayet ve bir süre dinginlik hali geliyor üzerine. Bu dinginlik halindeyken, sorguluyorsun yaşadıklarını, neden sıcağa maruz kaldığını, neden acı çektiğini anlamaya başlıyorsun yavaş yavaş. Hiçbiri anlamsız değildi çektiklerinin, seni bu noktaya getirecek olan şeylerden birkaçıydı. İşte bu anlamlandırma süreci, demlenme süreci oluyor, sen anlamını buldukça demini alıyorsun aslında. Ve en sonunda inanılmaz canlı renkleri ve efsane güzel bir tadı olan bir çay oluyorsun. İşte yaşadığımız bütün acılar, belki biz bunları hak etmesek de bize farklı bir deneyim sunuyor, olgunlaşmamızı ve demlenmemizi sağlıyor. Düşünsene, öyle bir dünyada yaşıyorsun ki, diğer herkesten farklı hissediyorsun kendini, suçlu ve kusurlu. Yaşadığın şey her neyse, onun sana yaşattığından ziyade kendini suçlu ve lanetli hissedeceksindir böyle bir durumda. Bana gelen danışanlarımın bir kısmı, ilk seansta kendilerini çok gergin hissederler ve bu durumun sebebini şöyle tarif ederler: Size öyle şeyler anlatacağım ki, sonuçta şaşıracaksınız ve bana çok farklı gözlerle bakacaksınız. Bu cümleyi o kadar çok duydum ki. Bunun altında insanın kendisini çok uzun zamandır yaşadığı problem konusunda tek başına ve suçlu hissetmesi yatar. Eminim, bir sürü zor şeyi atlattıktan sonra bile hayata daha huzurlu ve sakin bakabilen insanlara denk gelmişsindir. Bu insanlar nasıl oluyor da bütün bu yaşadıklarına rağmen böyle huzurlu kalabiliyorlar diye merak ediyorsan işte cevabı burada; yaşadığı acıları anlamlandırıp, kendi içlerinde sindirmişlerdir çünkü. Eğer başına gelen olumsuz olayları sadece, ben ne bahtsız bir insanım şeklinde yorumlarsan, yüz yıl bile geçse varabileceğin en uç nokta, ben neler çektim olacaktır ve dilinden şikâyet düşmeyecektir. Şikâyet içinde hissettiğinin yansımasıdır ama dilinden çıkan tekrar kucağına döner ve düşündüğün şeyi duymaya başlarsın ve bu bir döngüye dönüşür. Yıllar boyu şikâyet eden insanlar kendilerine ne kadar zarar verdiklerini fark etmezler. Aslında sadece çok basit bir bilgi veriyorum: Bu problemi bir tek sen yaşamıyorsun, yani yalnız değilsin, yanlış da değilsin. Diğerleri gibi sorunlar yaşarsın ve sonrasında çözersin, çözemezsen de alışırsın.
··
755 görüntüleme
Astra☆ okurunun profil resmi
İnsan bi süreden sonra alışır ve herşeyi kaldırır takmaz işte o zaman hiçbir zaman sana zarar veremez ama işte o seviyeye ulaşmak zor çünkü herşeyi sindiremezsin
Duygu. okurunun profil resmi
Buradaki problem, kendisini bile ciddiye almayan insanları senin ciddiye alıp ona göre hareket etmen veya etmemendir. İnsanların büyük bir kısmı öylesine konuşur. Halbuki sen melek olsan, kanat sesinden rahatsız olacaklar bu yüzden boşver misali bebeim ✨
4 sonraki yanıtı göster
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.