Halil Cibran'ın ilk aşkını, Selma Karami'yi anlattığı kitap. Başta çok da imkansız gözükmeyen ancak sonrasında kaderin adeta ağlarını örerek birbirinden ayrı düşürdüğü birbirini çok seven adeta ruhları bir olan iki aşığın hikayesi. Bir tesadüf sonucu babasının eski arkadaşıyla karşılaşan genç adam daha sonrasında onu ziyarete gittiğinde görür kızını yani Selma'yı. Daha ilk andan itibaren onun güzelliği karşısında büyülenir ve onun ne kadar soylu bir ruha sahip olduğunu da anlar. Aşık olması kaçınılmazdır. Ve bir gün bir akşam duygularının karşılıklı olduğunu anlar her ikisi de bu gece Ay'ını şıkları altında her ikiside aşkı tadar. Ancak aynı gece de ayrı düşerler. Piskopos Selma'nın babasının parası için kendi yeğeniyle Selma'yı evlendirmek ister. Selma'nın babası her şeyden çok sevdiği kızından ayrı düşmek zorunda kalır. Bu olay iki genç aşık için bir yıkım olur. Selma başka bir adamla evlenir ancak onların gönülden bağları hiç kopmaz. Bu hikaye sonuna kadar iki genç aşığın yaşadıkları acıları birbirlerine duydukları büyük aşkla aşmaya çalışmalarıyla devam eder. Her ne kadar büyük bir aşk hikayesi etrafında anlatıyorsa da kitap aslında Selma'nın hikayesidir. Geleneklerin, yozlaşmış doğu kültürünün, kadına yönelik uygulanan adetlerin, aç gözlü erkeklerin, yozlaşmış halkı sömüren kendini zenginleştirmekle uğraşan din adamlarının bir kadının hayatını nasıl felakete sürüklediğinin hikayesi. Güzeller güzeli, zeki, iyi yetiştirilmiş, düşünen, nezaket sahibi, güzel ahlaka sahip Selma Doğulu kadının en güzel örneklerinden birisidir. Ancak onun hayatı bu yaşadığı doğunun kendine biçtiği rolü oynamak zorunda kalmasından ve bu rolün onu felakete sürüklemesinden acılar içinde geçer. Selma varlıklı bir adamın kızıdır. Bu ilk bakışta avantajlı bir durum gibi gözükse de aslında gözünü para hırsı zenginlik bürümüş insanların hedefi haline getirir. O babasının servetine giden yoldur. Ve bu yolu piskopos yeğeni için kullanır. Eserde iki aşığın arasında geçen diyaloglar aralarındaki aşkın ve duygu yoğunluğunun göstergesidir. Bu aşkla herşeyi aştıkklarını gösterir. Eserde hüzne boğan bir aşk hikayesi kadar Selma Karami üzerinden doğu toplumlarında kadının konumu eleştirilir. Yazar bazı geleneklerin insanların hayatlarını ne denli olumsuz etkilediğini insanlara rağmen devam ettiğini anlatır. Aynı zamanda o dönemde oldukça güç sahibi olan din adamlarının yozlaşmışlıklarını güçlerini kendi konumlarını korumak ve halkı sömürmek için kullandıklarına değinir. Bu hikayeyi okuduğumda Selma ve Selma gibi bir çok kadının olduğunu ve bu kadınların gerçekten bir hayat yaşayamadan acılar içinde günlerini geçirip bu dünyadan gittiklerini ve bunun ne kadar da acı olduğunu düşündüm. Yarınların dünlerden daha güzel olması umuduyla...

Kırık KanatlarHalil Cibran · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20189,6bin okunma

·

93 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Cansu