Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

● Bir çocuğun mavi düşlerinde kuş olsam.. Uçsam.. Uçsam..
Biliyor musunuz, samimiyeti özledim. Çıkarsız, özverili insan ilişkilerini… İnsanların barışmak için çaba gösterdiği, küsmelerin kısa sürdüğü günleri özledim. Sosyalleştiğimiz yerin medya değil, meydan olduğu günleri... Çocukluğumu özledim mesela. Topaç çevirmeyi, misket oynamayı, sokaklardan gazoz kapağı toplamayı, tasoları, sporcu kağıtlarını ve bunları somya döşeğinin altında saklamayı özledim. Kızlar görecek diye, sınıfa girmeden önce tuvaletin aynasında saçlarımı düzeltmeyi, okuldan döndükten hemen sonra salçalı ekmekle sokağa koşmayı özledim. Gülmeyi, çocuk olmanın yüzüme yerleştirdiği masumiyeti ve sevinci özledim. Çocukluk ne zaman bitecek, ne zaman büyüyeceğim, hayat nerede başlayacak diye beklerken, hayatın ortasında buldum kendimi. Kimse gülmüyor artık, herkes mutsuz, kimse güvenmiyor. İçinde yorgunluğun, hüznün, tükenmişliğin ve acının olduğu bir mutsuzluk pazarı herkes. Birilerinin gelip kendilerini kurtarmasını bekliyorlar. Güneşe ayna olan samimiyetimizi hangi karanlıkta yitirdik? Yüreğimizi titreten üşüme, hangi ayazın tasviri? Hangi kabalığın duvarıdır anlayışımızı perdeleyen? Ey tekerrür eden u/mutsuzluğum! Seni hangi yaramın altında saklayayım? Bu tütün sarısı hüznümü hangi sevinçle takas edeyim? Bir işçi yorgunluğu içinde ruhum. En kötüsü de ne biliyor musunuz? Sevmeyi unuttuk. Çocuklar gibi sevmeyi... Bildiğimiz tek şiddet, yakartopu arkadaşımıza isabet ettirmekti çocukken. Oysa topu atmak için gerilen ellerimiz şimdi hayvana, çocuğa, kadına vurmak için kalkar oldu. Sevgimizi söylemek için kullandığımız dilimiz, nefretten bir ıslık şimdi. Yalnızca koşunca çarpan kalbimiz, nefretle, öfkeyle, şehvetle çarpıyor şimdi. Ne oldu bize? Yitirdiğimiz neydi? Çocukluğumuzla beraber geçmişe gömdüğümüz masumiyetimiz miydi? İnsanlığımız mı yoksa? Çocukken insandık biz, şimdi insan artığı..
·
743 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.