Gönderi

479 syf.
·
Not rated
·
Liked
·
Read in 67 days
Herkese merhabaa instagram.com/p/CSl0O4eC1qD/?... Okuyamama dönemine girdiğimde elime aldığım bir kitap oldu bu nedenle bitirmem uzun sürdü. Düzenli okuyunca bitecek bir kitap öyle abartmaya gerek yok diye düşünüyorum. Oğuz Atay 'ı uzun zamandır okumak istiyordum ve ilk okuduğum kitabı Tehlikeli Oyunlar oldu. Bu sebeple Tutunamayanlar kitabındaki alıntılarla pek anlam bütünlüğü yapamayacağım Oğuz Atay'ın psikolojisi hakkında. Gerek sosyal medya gerek dizilerde görüyoruz ki Oğuz Atay'ın kitapları çoktan popüler kültüre alet oldu. Gerek duvar yazıları olsun "albayım," sözcüğü yazan çakma Oğuz Atay fanları da çok karşımıza çıktı:) Öyle dizilerde sokaklarda gördüğünüz alıntılarla Oğuz Atay 'ı anlayamazsınız ki... Oğuz Atay da kendini anlamış bir yazar sayılmaz çünkü öyle hissettirdi:) Oğuz Atay' ı okuma sebebim hayatında yaşamış olduğu bazı olayları duydum ve etkilendim gerek Yusuf Atılgan olayı olsun gerek sevdiği kadını üst üste rüyasında görünce utanıp takım elbiseyle uyuması olsun etkilemişti beni. Kitabın konusu baş karakterimiz Hikmet Benol mutsuz bir evlilikten sonra iki katlı evde yaşayan ama o eve gecekondu diyen oyun yazıcısıdır. Kitabın adının Tehlikeli oyunlar olmasının sebeplerinden biri oyuna kendini fazlasıyla kaptırmasıdır ve gerçekle oyunu ayıramamasıdır. Benol ismini ilk kez duyduğum için araştırmak istedim. Özellikleri ; Duygusal, içe kapanık, şefkatli, merhametli, iyi huylu dost canlısı ve barışçıl insanlardır şeklindeydi. Hikmet isminin anlamı ise bilgelik, gizlilikti. İsimler arası bir bağ var aslında Hikmet'in sevdiği kadın Bilge idi. Yazar isimleri karakterlerin psikolojisini yansıtacak isimlerden seçmiş ve buna benzer olaylarla ergen hikayeleri dışında karşılaşmak beni sevindirdi. Kitap akıcıydı, açıktı ama değildi de. Kitabı okumadan önce Oğuz Atay'ın hayatını ataştırmanızı tavsiye ederim çünkü anlam çıkarta çıkarta okumak daha keyifliydi. Açık olmamasının bir sebebi bu aslında yazarı bilmeden, anlamaya çalışmadan okursanız anlayamazsınız. Hatta kitabın son paragrafında anlattığı şey aslında tamamen kitabın özeti. Spoiler içerdiği için yazmayacağım tabii. Sürükleyiciydi çünkü o kadar çok alıntı vardı ki şu an ki insan psikolojisini özetleyen... Hatta kendimizi bile ifade edemezken sözlerin, cümlelerin hazır olması aşırı hoş. Kitap gayet kaliteliydi asla Oğuz Atay bu kitabı ekmek parası çıkarmak için yazmaya çalışmamıştır o derece. Zaten o dönemde de fazla okuru yoktu Oğuz Atay'ın. Çok fazla okurunun olmaması ve psikolojisini şu alıntıyla anlatmak istiyorum: "İnsanları tanımıyorsun ;çünkü, onların ilgisini çekmek ve kendini dinletmek isteseydin, merak uyandırıcı ve sürükleyici maceralarını bir roman kahramanı gibi bütün teferruatıyla gözlerimizin önüne sererdin." Hikmet bağırdı "En çok bunu istiyorum albayım. Onun için bu divana yattım." (Tehlikeli Oyunlar-syf 332) Oğuz Atay birilerine iyilik yaptıkça karşılık alamamış olabilir, sevilmeye çalışıyor olabilir, yalnız bir hayatı olmuş olabilir kendini kitap karakterleri üzerinde anlatmaya çalışıyor olabilir. Hatta ilgi çekmediğini ve sevilmediğini düşünüyor diye yorumladım. Yusuf Atılgan olayından başta söz etmiştim aklınızda soru işareti kalmasın hemen anlatıyorum. Tutunamayanları yazan Oğuz, Yusuf ile ortak bir arkadaşı aracılığıyla kitabını okuması için Yusuf'a göndertir. Aradan uzun bir süre geçer ama Yusuf Atılgan kitap hakkındaki düşüncelerini Oğuz 'a söylemez. Bu uzun süre geçtikten sonra yine o ortak arkadaşıyla otururken Oğuz, kitabı hakkında geri dönüş yapmamasına üzüldüğünü arkadaşına anlatır. Daha sonra Atılgan' ın kulağına üzüldüğü gider ve Atılgan " Kitap o kadar güzeldi ki ne diyeceğimi bilemedim. Yorum bile yapmayı kendime hak olarak görmedim. Kusursuzdu." der ortak arkadaşına. Daha sonra Atılgan Oğuz 'a ulaşmaya çalışır ancak Oğuz Atay vefat etmiştir. Şu alıntıyla bu olayın izlerini anlayabilirsiniz : "Kiminle konuşutuğunun farkında mısın? beni hemen anlamalısın, çünkü ben kitap değilim, çünkü ben öldükten sonra kimse beni okuyamaz, yaşarken anlaşılmaya mecburum, ben Van Gogh'un resmi değilim, öldükten sonra beni müzeye koyamasınız, beni tanımalısınız ki benden bahsedin..." (Tehlikeli Oyunlar-syf 318) Kitapda Hikmet 'in kendisiyle çelişmesi ve tüm düşüncelerini bir, bir olarak tutmak yerine aslında başka Hikmetler olduğunu ve farklı kişilikleri olduğunu da okuyoruz. Hikmet' in Borderline (kişilik bozukluğu) olduğunu tahmin ediyorum. Alıntılardan daha çok kendi psikolojisini karakterleri üzerinden anlattığını görüyoruz. Anlaşılmadığını da düşündüğünüyor ve çoğu dönemde 'anlaşılamayan yazar' olarak adlandırıldığını duydum. Ve son bir alıntı daha buradan da Oğuz' un çok düşündüğünü anlayabiliriz veya Hikmet'in "Kafam cam kırıklarıyla dolu doktor. Bu nedenle beynimin her hareketinde düşüncelerim, acıyor anlıyor musun?" (Tehlikeli Oyunlar-syf 335) Kitabı okurken bi psikolojiniz Oğuz Atay oluyor bu da duyguları çok iyi yansıttığını gösteriyor . Hikmet' i anladıktan sonra bir albay var :) Bu albayımız fazla eski cümle kullanıyor. Eğer 15-17+ yaşsanız ve çoğunlukla günümüz Türkçesi ile kitap okuduysanız kelimelerin anlamına bakmanız gerekiyor olabilir. Genel hatlarıyla güzeldi. Bize kalsaydı Oğuz Atay daha güzeldi. Herkesin bilmesine gerek yoktu :)) Görüşürüz <3
Tehlikeli Oyunlar
Tehlikeli OyunlarOğuz Atay · İletişim Yayıncılık · 202231.3k okunma
·
188 views
sena okurunun profil resmi
merhabalar Hüsamettin Tambay'ın ilk atasından bahsedilen kısımda(sayfa 77-80) neden kırk ve üçyüzsekiz yıl, yedi ve otuz yaşında gibi ifadeler var
Nisa Nur okurunun profil resmi
Merhaba, Hüsamettin Tanbay'ın atasından bahsederken aynı soyadı ile atasının çocuklarının adını ve soy ağacını yazısında devam ettiriyor. O zamandan bu zamana geçen süre diye yorumladım ben okurken :). İyi günler 🧚‍♂️
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.