Gönderi

120 syf.
·
Not rated
·
Read in 4 days
İspanya ve Güney Amerika'nın yazarları, şairleri, sinemacıları bence ortalama üstü güzellikte eserler çıkarıyor. Javier Marías'nın Duygusal Adam isimli kısa romanını da bunu düşünerek edindim. Daha öncesinde kazandığı hiçbir kurumsal ödülü kabul etmediğini de okumuştum bir yerde. Belli bir duruşa sahip ve ilgi çekici geldi bana. İlk sayfasından son sayfasına kadar gizemli buldum kitabı. Kitapta henüz meşhur olmaya başlamış ve bu anlamda önü açık bir opera şarkıcısının tren yolculuğu esnasında karşılaştığı evli bir çiftle sonrasında kalacağı otelde denk gelmelerine uzanan aşk üçgenini anlatıyor. Ama sıradan bir aşk kitabı değil, yaşananlar yazarın düşlerinden ibaret mi yoksa gerçekte yaşanıyor mu bir türlü ayırdına varamıyoruz. Okuduğum ilk Javier Marías kitabı ama yazarın, okuyucuğu böyle bir muallakta bırakmayı istemesi kasıtlıymış gibi geldi bana. Sürekli bu şimdi gerçek mi yoksa opera sanatçısının rüyasının içinde miyiz diye düşündüm durdum. Gerçek ya da hayal olduğuna kanaat getireceğimiz noktada yazar yeniden kafamızı karıştıracak bir cümleyle giriyor araya. Yani okuması oldukça zor oldu benim için. Hikayede bir dört yıl öncesinin bir dört yıl sonrasının bir anda anlatılması da zaman karmaşını arttırdığından takibi zorluyordu epey. Yazarın modern insan ve onun yalnızlığıyla ilgili tespitleri güzeldi. Opera sanatçısının dünyayı gezmesi, istediği her şeye sahip olması, gittiği yerlerdeki şatafat ve lüksü yalnız yaşaması gibi dışarıdan bakıldığında imrenilecek dünyanın kişide sebep olduğu ruhsal buhranların anlatımı kitabın beğendiğim bölümleriydi. Okuması, odaklanması kolay olmayan, yarıda bırakılması da kuvvetle muhtemel bir kitap. Avantajı sayfa sayısı, belki yazarın diğer kitaplarını okumak bu düşüncemi, en azından yazarla ilgili, değiştirebilir.
Duygusal Adam
Duygusal AdamJavier Marias · Yapı Kredi Yayınları · 2020262 okunma
·
801 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.