87 syf.
·
Not rated
·
Liked
Öyküler hakkında bilgi içerebilir...
Aziz Nesin'in Kurtuluş Savaşı'nda yaşanmış olan (genel olarak Ege'de yaşanan) olayları çocuklar için anlattığı serinin ilk kitabı. İkincisi ise 
Bu Yurdu Bize Verenler
8 öyküden oluşan kitaptaki öykülerden bahsedecek olursak;
İlk öykümüzün adı: "İlk Direniş" Öykümüzün kahramanı, Üsküdarlı Şehit Albay Süleyman Fethi Bey. Yunanlıların İzmir işgali ile "Zito Venizelos"(Yaşa Venizelos) demediği için 22 süngü darbesi ile şehit edilen Fethi Bey. Detaylı açıklama için, buyrun: tr.wikipedia.org/wiki/S%C3%BCley...
"Gönüllü Onyediler"de gönüllü olarak Burhaniye'nin Karalar Köyü'nden silahsız ve ayakkabısız Kurtuluş Savaşı'na katılan ve köylerine geri dönemeyen onyedi yurtseverin öyküsü anlatılmakta.
"Eşi Bulunmaz Bir Cimri"de Çoruk Köyü'nün en zengini olmasına rağmen malı can sayan, cimriliğiyle tanınan ve kimseye yardım etmemiş Çapkınoğlu Hasan Ağa'nın 172. Alay'ın ihtiyaçlarının karşılanması için yaptığı büyük yardımı öğrenmekteyiz. Öyküyü okumak isteyenler için: 1001kitap.com/Turk_Edebiyati/...
"Türkiyeli Bir Rum'un Yiğitliği"nde Yunan işgali altındaki Burhaniye'de, Müdafaa-i Hukuk yazmanı Kuvay-ı Milliyeci Hüseyin Hüsnü Bey'e, Burhaniye'nin yerli Rumlarından Anglara Konstantin'in yaptığı yardım anlatılmakta.
"Kötü Gözle Bakılan Bir Yurtsever" adlı öykünün kahramanı halk tarafından saygı duyulan bir isim olan: Saip Hoca. Mekan yine Burhaniye. Aynı zamanda Burhaniye Belediye Başkanı'da olan Saip Hoca, halk tarafından Yunanlılarla işbirliği yapmakla suçlanıyordu içten içe. Eee ne de olsa Yunan işgal komutanının önerisiyle belediye başkanı olmuştu. Ama işin içyüzü öyle miydi? Saip Hoca'nın da kendince planları vardı ve yapmış olduğu iyilikleri öğrenmiş olacağız bu öyküde de.
"Ne Hristo Ne Hüseyin Olabildi" de kasabanın zenginlerinden, çıkarından başka bir şey düşünmeyen, Yunanlıların Anadolu'yu işgali ile Hristiyan olan ve Hristo ismini alan Hüseyin Ağa'nın fırdöndülüğüne şahit olacaksınız. Yunan işgal güçleri Hüseyin Ağa'nın karakterini öğrendikleri için Ağa'nın gene işi rast gitmez. Yediği sopada cabası. Ders alınacak bir öykü. Günümüzde de böyle Zübükler pek fazla malesef.
"Yedi Şehitler Anıtı" adlı öykümüzde ise Burhaniye ve Ayvalık ilçeleri arasında bulunan Karaağaç Köyü'nde Yarbay Ali Çetinkaya'nın 172. Alay'ının 7 askeri Yunan savaş gemisinden atılan top mermisi ile şehit olurlar ve giysileri çıkarılmadan Karaağaç Köyü'nün sırtlarına gömülürler. Yıllar sonra ordudan ayrılan Ali Çetinkaya Bayındırlık Bakanı olur ve yurt gezisine çıkar. Karaağaçlıların yapmış oldukları Yedi Şehitler Anıtı'nın da açılışını yapacaktır. Sert, yüzü gülmeyen özelliğiyle bilinen Ali Çetinkaya, anıtın açılışında o günleri hatırlar ve gözlerinden yaşlar akmasına engel olamaz. Açılışta Çetinkaya'yı bir de sürpriz beklemektedir. Acaba nedir? Sürprizi de kitabı okuyacaklara bırakalım...
"Bir Anadolu Rum'unun Anlattığı Masal" ise kitabın son öyküsüdür. Alaşehir işgal altında. Alaşehirli Hacı Hasan ve oğlu Mehmet Ali savaş tutsağı olarak Atina'ya toplama kampına götürülürler. Mehmet Ali, Rumca'da bildiği için Atina'da bir kent kitaplığında görevlendirilir. Kitaplığına sık sık gelen Anadolu Rum'u yaşlı bir öğretmenle arkadaş olur Mehmet Ali. Yaşlı öğretmen, Anadolu'da "yaşlı masal anası" denilen yaşlıca Türk kadınlarından dinlediği bir derviş masalı anlatır. Masalın teması "iyilik yapan da kötülük yapan da kendine yapar". Anadolulu yaşlı Rum öğretmen haklı çıkacaktır. (Ne kadar yaşlı sözcüğü kullandım)
Kitap, çocuklar için hazırlanmış olduğu için çizimler ve fotoğraflarla desteklenmiş ama sadece çocukların değil biz büyüklerinde okuması gereken bir kitap olduğunu düşünüyorum. Eee ne de olsa unutkan bir milletiz, vesselam!
Keyifli okumalar...
··
121 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.