“Kendi öz değerlerimi, dilimi ve birlikte doğup büyüdüğüm insanların durulmaz bir coşkuyla bana taşıdıkları sevgiyi koruyabilmek için direndim. Elinizdeki roman bu direnişim için aralarında büyüdüğüm insanların bana armağanıdır.” Bu sözlerle anlatıyor yazar romanını. Köyden kente göç eden bir ailenin hayata tutunma çabalarını, korkularını, giderek yalnızlaşmalarını masalsı bir tarzla hiç bölmeden bir çırpıda vermiş. Aile efradının sürekli değişen kurban-zorba-kurtarıcı rolleri, ölümün bir karakter gibi aralarında olması ayrıca ilgi çekici. Şaşırtan bir eser oldu.