Gönderi

Malazgirt ovası kâfir cesedleriyle dolmuş, ölmeyenler de hep esir edilmişti. Esirler arasında koca Bizans imparatoru Romanos da vardı. Alparslan'ın huzuruna getirildiğinde her şeyin bittiğini anlayarak titriyordu, Alparslan ona sordu: «Eğer sen galip gelseydin bana ne yapardın?» Romanos şu cevabı verdi: «Esir aldığım askerlerinizi köpeklerle birlikte hapseder, sizin için de bir fırın ate yakardım» Alparslan tekrar sordu: «Benim sana ne yapacağımı sanıyorsun?» Romanos ümidsizce şöyle dedi: «Ya öldüreceksin; ya da müslümanlar arasında beni teşhir ile rezil ve rüsvay edeceksin. Beni mal karşılığında salıvereceğini hiç sanmıyorum.» Oysa Alparslan'ın esirini öldürmeye niyeti yoktu. Ona «Ben senin sanmadığın şeyi yapacağım.» dedi. Gerçekten Alparslan Romanos'u öldürmedi. Birbuçuk milyon altın ve ellerinde esir olarak bulunan bütün müslümanlarm serbest bırakılmaları karşılığı onu salıvermeğe söz verdi. Ayrıca onunla elli senelik bir barış anlaşması yaptı. Romanos, Alparslan'ın karargâhında kaldığı sürece kendisine ikram edildi ve hürmet gösterildi; on bin altın da harçlık verildi. Bizans imparatoru, Türk hükümdarından gördüğü bu insanî muamele karşısında şaşırıp kalmıştı. Kendisine savaşta üstün gelen bu hükümdarın ahlâk yönünden de üstünlüğünü, bunun da ancak tslâm dininin öğrettiği edeb ve terbiye sayesinde olduğunu anlamakta güçlük çekmemişti. Müslümanların yöneldikleri Kabe'ye dönerek haç çıkardı. Şâirler Malazgirt zaferinden sonra Alparslan hakkında pek çok şiirler söylediler. Halen söylenmektedir ve kıyamete kadar da söylenecektir. Çünkü Malazgirt zaferi, dünyada eşine ender rastlanan zaferlerden biridir.
Sayfa 229Kitabı okudu
·
97 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.