Gönderi

431 syf.
10/10 puan verdi
·
7 günde okudu
Aydınlanma okulları
Fakir Baykurt
Fakir Baykurt
özyaşam öyküsünün ikinci kitabı
Köy Enstitülü Delikanlı
Köy Enstitülü Delikanlı
. İlk kitap olan
Özüm Çocuktur
Özüm Çocuktur
, Gönen Köy Enstitüsüne kayıt olmak için köyden ayrılırken tamamlanmıştı. Bu kitap, onun Gönen Köy enstitüsünde geçirdiği 5 yılı derlemiş. Fakir Baykurt'un ilkokulu bitirdikten sonra eğitim gördüğü Gönen Köy Enstitüsünde geçirdiği 5 yıl onun, gözünü açma yolunda, bireyliğe adım attığı , kendi kabuğunu kırıp ,dünyayı tanıdığı, yaşadıkları haksızlıkları gördüğü, beylerin sürekli kayırıldıklarını anladığı yıllar. Ve bu tüm ayrıntılarıyla yaşadığı coğrafyanın ne menem bir yer olduğunu anlaması 1940'lı yıllarda , köy enstitüleri aracılığıyla gerçekleşiyor. Bu kitap onun okul hayatı boyunca yaşadığı güzel anıları anlatmasının yanında, daha da fazla yaşadığı haksızlıkları anlatıyor. Aslında tarih tekerrürden ibarettir sözünün doğruluğunu, ya da bizim sürekli hep aynı hataları yaptığımızı da anlatıyor. 1940'lı yıllar. Büyük liderimiz ebediyete uğurlanmış, arkada birbirini yemek için ve onun yaptığı büyük devrimleri baltalamak için hazır kıta bekleyen bir meclis bırakmış. Bu meclisin ilk görevi , ilk yıllarda büyük bir cesaretle reisicumhur İsmet İnönü'nün desteğiyle kurulan köy enstitülerinin altını oymak oldu. Siyasilerin köy enstitülerine nasıl sapıkça baktıklarını anlatıyor biz okurlara bu kitap. Hasan Ali Yücel ve Tonguç'un büyük emekler vererek ilmek ilmek ördükleri bu okulları, hakret ederek, söverek, iftira ederek nasıl yerle bir edildiğini anlatmış Fakir Baykurt. Bu mükemmel okulların oy uğruna ve din bizzat devreye sokularak nasıl... Fakir Baykurt'un daha enstitüye girmeden keşfettiği bir yeteneği vardı. O da şiir. Gerçekten çok iyiydi bu konuda. Çeşitli gazete ve dergilerde şiirleri çıkınca mutluluktan havaya uçmuştu. Ve onun şair özelliği, kendinden önce bu mecrada Türk tarihine model olmuş iki şair, hatta daha doğrusu iki mükemmel aydın, Nazım Hikmet ve Sabahattin Ali onun hayatına dokunmuş iki şahsiyet olarak sivriliyor. Her ikisiyle de özel olarak ilgileniyor, ancak her ikisi de yasaklı olduğu için onların şiirlerine erişimi kolay olmuyor. Kaçak göçek bulduğu kitapları adeta içiyor, ezberliyor. Onların bu ülke insanı için yaptıklarını anlamaya çalışıyor. Tabii o yıllarda Nazım hapiste, Ali ise dışarda hapiste. Özellikle o yıllarda çıkan sol dergilerde ki, Marko Paşa bunlardan biri, kendi kişiliğini şekillendiriyor. Yasaklı kitap Sırça Köşk yatağının altında bulununca, okulun faşist öğretmenleri onu okuldan atmak için can siparene çalışıyorlar. Faşistler nerden çıktı peki? İnönü kendi desteklediği okullarda niye bunlara izin verdi? Oy kaygısı arkadaşlar. Belki bu kadar basit değildir, çünkü 2. Dünya savaşı yıllarında yukselen bir faşist eğilim var ülkede. Öyle ki Hitler sanki din kardeşleri. Öyle bir hiaye de uydurdular gerçi. Özellikle 1946 seçimlerinden sonra İnönü'nün bu okulların tırpanlanmasına izin verdiği, seyirci kaldığı da bir gerçek. Önce Hasan Ali ve Tonguç görevlerinden alındı, yerlerine faşitler atandı, sonra bu okullardaki değerli eğitimcileri uzaklaştırıp yerlerine kendi yancılarını getirdi. Böylece son 2 yılı da acaba mezun olabilecek miyim kaygısıyla geçti yazarın. Çünkü bu haksızlıklara karşı oldukça faaldi ve bu da okul yönetiminin hiç hoşuna gitmiyordu. O mezun oldu, ama Nazım ve Ali o kadar şanslı olamadılar. Nazım hala hapisteydi, Ali bir kumpasla öldürüldü. Daha niceleri soruşturuldu, takibata uğradı. Özgürlükleri ellerinden alındı. Neden? Kominizmle mücadele için. (...) Bu başlık altında çok yazasım var, ama her konusu geçtiğinde yazdım, tekrara düşmemek için atlıyorum. Şunu net olarak görüyoruz bu kitapta. Okumaya aç bir çocuk. Ne bulursa okuyor. Ayırt etmeden. Çevresinde o kadar değerli öğretmenleri varmış ki, ona iyibir rehber olabilmişler. Düşünün ortada kitap yok, dergi yok, olanlara da zor ulaşılabiliyor. Birçoğunun basımı yasaklı v.s. Böyle bir ortamdaki açlığa bakar mısınız? O , kendine amaç olarak kendini eğitmeyi, sonra da yoksul köylü çocuklarını eğitip, önce onları sonra köyleri aydınlatmayı amaç edindi. Onları derin uykularından uyandırmayı. Ama hep engellerle karşılaştı. Kitabın bazı satırlarında, bu insanların hiç mi utanması yok, sorusunu sıklıkla soruyorsunuz. Ama cevap bulamıyorsunuz. O gün de , bugün de... kendinize iyi bakın...
Köy Enstitülü Delikanlı
Köy Enstitülü DelikanlıFakir Baykurt · Literatür Yayıncılık · 2019130 okunma
··
1.479 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.