Her yazarın,her kitabın 'doğru zamanı' var mıdır? Pek emin değilim, ama bazı yazarlarla,bazı kitaplarla doğru zamanda tanıştığımı düşünüyorum. Mesela Godot'yu Beklerken'i okuyabilecegim en dogru zamanda okudugumu düşünüyorum. Mesela Hayri İrdal ile tam vaktinde tanıştığıma eminim. Mesela Sait Faik'e geç kalmış olduğumu farkettim.
Ve Füruğ Ferruhzad... Onunla da malesef dogru zamanda karşılaştım. Neden mi malesef diyorum? Anlatayım;
Önce nasıl karar verdigimden bahsetmek istiyorum. Gecenlerde okudugum kitap ve yazarlara göz gezdirirken kadın yazarların epey az bir yer tuttuğunu gördüm ve biraz da kadınların dünyasına misafir olmak istedim. Buna önce Neval Es Saddavi'nin Sıfır Noktasında Kadın eseriyle başladım. Firdevs adında, kendisinden yaşça büyük biriyle evlendirilen 'çocuk gelinin' ,toplum tarafından suça oradan da dar ağacına sürüklenişini anlatıyor.
Sonra da Furuğ'u okumaya karar verdim. Bilenler vardır O da bir çocuk gelin. 16 yaşında evlendirilmis ,18 yaşında anne olmuş,toplumsal dayatmalara maruz kalmış ve özgürlüğü şiirde aramış, özgür bir hayatı şiirle yaşamaya çalışmış bir kadın.
Dün kitabı okuyacağım vakit etraf epey sessizdi, yukarı mahallede düğüne gitmiş çoluk çocuk. Tam kitaba başlayacagım vakit düğünün gelin ve damadının fotografı geldi telefonuma,uzun zamandır bir fotograftan bu kadar etkilendigimi hatırlamıyorum. 14-15 yaşında bir kız,bir erkek,bir gelin, bir damat... Kitabı kapattım ve kalakaldım çünkü elimde hayatı kararan bir kisinin kitabını okurken simdi iki cocugun daha kararacak hayatını haber almıştım.
Evet 16 yaşında bir cocuk gelin olan Furug ile karşılaşmamız malesef dogru zamana denk geldi.
'Muhafazakar bir toplumun icine dogmuştur Furuğ; despot bir asker olan baba,gelenekselliğin sınırlarından çıkmayı başaramamış baskıcı bir eş,toplumsal ikiyüzlülük,nesnelleştirilmeye çalışılan kadın...'
Yaşam gayesini şiir olarak belirlemis ve onu şu şekilde tanımlamış;
"Benim icin en önemli şey şiirdir ve şiir, kendime ve kişiliğime karşı duyduğum en büyük sorumluluktur."
Kendini 'akasya salkımlarının gelini' olarak tanımlayan Furuğ da degeri sonradan anlaşılanlardan. Bunu da şiirle anlatıyor tabi;
"Gül,bülbül ve siir ülkesinde
Yaşamak bir nimettir
Hele ki
Varlığın,yıllar yıllar sonra kabulleniliyorsa"
Velhasıl kelam çok uzattım farkındayım,Furuğ'un hayatından kesitler bulunan bu kitabı edebiyat sevenler mutlaka okumalı, sevmeyenler de okumalı tabi şiir bu :)