Gönderi

112 syf.
·
Not rated
Evet. Bir kitabın daha sonuna geldik. Aslında okunmayı bekleyen kitaplarım vardı ama canım onları hiç okumak istemiyordu. Ben de birkaç tane kendimi ısıtmak adına sayfa sayısı az olan kitaplardan almıştım. İşe de yaradı sanırım. Sıkılmadan, yorulmadan gidiyor. Bu da onlardan birisi işte. Pek bir fikrim yoktu kitap ile alakalı ama okumaya başlayınca her yerden çok sıkıcı diye yorumlar gelmeye başladı. Önyargı ile başladığım kitabı bakalım nasıl bitirmişiz. Genel olarak kitapların giriş gelişme ve sonuçlarına aşinayız. Önce nasıl sorusunu sonra da sonucu anlatıyor. Marquez bu kitabında önce sonucu sonra da nasılı anlatmayı seçmiş. Bu bana güzel geldi açıkçası. Yazarın okuduğum ilk kitabıydı. Diğer kitapları da böyle mi bilmiyorum tabi. Konusu itibari ile sürekli merak içinde kaldım. Öyle meraklanmama neden olacak devasa olaylar yoktu. Sadece beklenti içine giriyorsunuz ama bir türlü beklentileriniz karşılanmıyor. Hep daha sükseli olaylar olacak sanıyorsunuz. Ama maalesef yetmiyor. Beklentiye girmek ve bir şeyler olacağı heyecanı, kitabın en başında konuyu oluşturan olayın nedenlerini öğrenme isteği kitabı okutuyor. Şimdi fark ettim de resmen aldatılmışız yahu. Yazar merakımıza oynamış. :( Spoiler vermekten korktuğum için normalde içerik ile ilgili çok fazla şey yazmak istemiyorum. Azıcık yazacağım ama. Karakterimizin ölüm haberi ile başlıyor kitap. Ve öldürüleceğini tüm kasaba biliyor. Ama kimse müdahale etmiyor. Western filmlerinde düelloları izleyen halk geldi gözümün önüne. Neyse, kimsecikler müdahale etmiyor ama herkes merakla da bekliyor ölümün gerçekleşmesini. Sadece birkaç kişi çaba sarf ediyor ve o çaba da nafile çıkıyor. Aslında günümüze uyarlanabilecek konular da mevcut. Sözde namus adına bir canın yaşamasına son veriliyor. Bu bilerek yapılıyor üstelik. Toplum baskısından tutun bireylerin bu baskının altında ezilmelerine ve baskıyı yaratan topluma dair enstantaneler var ve bu durum çağımız ile çok fazla paralellik içeriyor. Öyle ki şu an bir kadın tanımadığı bir adam için tacizci iddiasında bulunsa o adam yakalandığı yerde linç edilir. Aynı şekilde gerçekten tecavüze uğramış bir kadın maalesef suçluymuş gibi taşlanır, yerilir ve dışlanır. Hatta töre adı altında hayatına son verilir. Kitabı okurken Dönemin İspanyası'nı ve bu algıyı düşündüm. Sanırım namus her yerde sadece kadından soruluyor ve bekçileri de erkekler olarak görünüyor. Ne acı verici. Kitapta Türkler ile ilgili kısımlarda var ama aslında o dönemde Araplara Türkler denildiğine şahit oluyoruz. Bu biraz canımı sıkmadı desem yalan olur. Ama değiştirebileceğimiz bir durum değil elbette. Ayrıca çok fazla betimleme mevcut. Kişiye göre değişebilir belki ama ilk sayfalarda ben boğulacak gibi oldum kabul edeyim. Birazda çevreden duyduğum can sıkıcı yorumlar olunca kitabın yüz sayfa olmasından cesaret aldım. Okunabilecek kitaplar arasında görüyorum açıkçası. Öyle vay efendim ne kitaptı falan diyeceğinizi düşünüyorsanız yanılıyorsunuz. Ama çok kötü bir kitaptı diyeceğinizi de düşünmüyorum. Nihayetinde okuduğum için pişman olmadığım bir kitap daha. Kabul etmeliyim ki sadece ara verdiğim okuma işine biraz daha ısınabilmek için seçtiğim kitaplar. Anlayacağınız bir şeyler katması ya da hayatımı değiştirmesini beklemiyorum. Isınma turları atıp vakit öldürüyorum şu sıralar o kadar. İyi geliyor zihnime.. Keyifli okumalar o vakit.
Kırmızı Pazartesi
Kırmızı PazartesiGabriel Garcia Marquez · Can Yayınları · 202171 okunma
·
57 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.