Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

352 syf.
9/10 puan verdi
·
7 günde okudu
İlksöz: Ağıtlarımı duy Çukurova. Öğrenci ile iletişim kurabildiğimiz o eski günlerde, derslerimin birinde, devletin kurduğu işletmeler, sosyal devlet konuları işlenirken verdiğim örneklerden biriydi: Güneydoğu Anadolu, Doğu Anadolu Bölgesi'nden Sakarya'ya fındık toplamak için giden mevsimlik işçilerin çoluk çocuk bütün aile günlerce TCDD ile yaptığı yolculuk. Güzergah farklı olsa da amacın aynı olduğu bir yolculuğa çıktım geçtiğimiz günlerde. Her yıl Toroslar'ın eteklerindeki köylerini yılın aynı zamanlarında boşaltıp, Çukurova'ya pamuk toplamaya giden köylülerin yolculuğu. Ama onların TCDD gibi bir seçeneği de olmadığından, Toroslar'dan çukura inen yolculuk günlerce yürüyerek, dağ tepe aşılarak, nehir dere geçilerek yapılacaktı. Bu eziyetli yolculuğun tek bir amacı vardı: köye döndüklerinde yıl boyu geçimlerini sağlayacak bir gelir elde eedebilmek. O gelirin fazla olmasını sağlayacak tek etken de bereketli, pamuğu bol bir tarlaya denk gelmekti. O nedenle pamuklar açmaya başladığı anda Çukurova'da olmak gerekirdi. Çünkü zaman kaybetmeden pamuklarını toplatmak isteyen toprak ağaları arasından bereketli toprağı seçerdi köylü. Belki de ağaya boyun eğilmeyen tek andı o an kimbilir. Onlarca köyün arasından, yıllarca pamuğun açacağı zamanı tam olarak bilen Koca Halil'in köyünün ova yolculuğuna katar bizi Yaşar Kemal. Katmaktan ziyade yaşatır. Tüm köyle başlayan bu çetin yolculuk, yolda atlarının ölümü ile zorluklar içine düşen Uzun Ali ve ailesi ile devam eder. Onların yaşadığı zorlukları, ailenin her bireyinin duyduğu endişeleri ağıt ağıt bize yakar. Yalanı bol Halil, yalnız kalmanın ve belki de yalnız ölmenin korkusundan peşisıra söyler yalanlarını. Meryemce'yi söyleten, susturup ağaçla, dağla, taşla konuşturan, sözünün dinlenmemesine olan öfkesi değil midir. Yaktığı ağıtlarda da o eski, güçlü, sözü dinlenen Meryemce'ye özlem yok mudur hiç. Ya Ali'nin yaşadığı duygu dalgalanmalarının sebebi ailesine karşı sorumlulukları değil midir. Diline dolanan, hatta sonra söylediğine de pişman oldugu ağıtlar, parasız kalma korkusundan dökülmez mi ağzından. Ya Elif'in ağıtları... İkisi hatta çocukları da sayarsak Meryemce, Ali ve çocuklar arasında mekik dokuyup duran, yaşanan zorluklarda çatlayıp yıkılacak gibi olan ailenin direklerine hep destek olan (belki de orta direk olan) Elif'in sözleri. . Yaşar Kemal'in çok fazla eserini okumasam da bildiklerimden yola çıkarak şunu rahatlıkla söyleyebilirim ki bu yolculuğa destansı bir hava katan ustanın kalemidir, üslubudur. Başka birinin kaleminden okurken 'ne de çok tekrara düştü, ne uzadı' diyebileceğimiz yolculuk, Kemal'in kaleminde soluksuz bir yaşam mücadelesine dönüşür. Ne tekrarı görür okuyucu ne de uzadığını hisseder. Soluksuzca çukuru görmeyi bekler. Bazen umudunu kaybeder, bazen yeşertir yeniden o umudu. Destansılık sadece yaşananların aktarımı ile değil yarattığı her bir karakterin aktarımı ile de ortaya çıkar. Tanıştığınız ve okudukça daha fazla tanıdığınız her bir karakteri okuyucu gözünde öyle bir etle kemiğe büründürür ki, ona söylettiği sözlerle, yaptırdıkları ile ruhunu öyle bir şekillendirir ki eser içinde karakter analizlerini seven okuyucuyu adeta mest eder. Karakterleri aktarırken öyle gerçekçidir ki karakterlerin hiçbir sözü, davranışı okuyucuya çiğ gelmez. Usta, hayattan gözlemlediği karakteri, hayata yabancı olmayan okuyucuya anımsatır. Çünkü hayattan kopmayan okuyucunun kendi yaşamında da bolca Halil'ler, Meryemce'ler, Ali'ler, Elif'ler, Muhtar'lar veya yanar döner köylüler vardır mutlaka. Bilerek yapılan hatalar en büyük günahlarsa, benim de en büyük günahlarımdan biridir ustanın kalemini hep ötelemek. Gerçi düşünürsem bu günahlarım o kadar çok ki, hâlâ beklettiğim nice yazar, nice kitap var. Hayatın bana yükledikleri arasından zaman yaratabildikçe o günahlarımdan tek tek arınmaya çabalıyorum. Ne kadarına zamanım yeter ne kadar arınabiliirim bilemiyorum ama Usta'nın kalemi gibi okumalar yapınca tadılan hissi artırabilirsem ne mutlu. O nedenle hemen, yıllar önce filmini seyredip içime işleyen ve bende o bembeyaz  karlarla özdeşleşen kitapla, Yer Demir Gök Bakır ile arınmaya devam. Yaşar Kemal bu toprakların sesi, bu toprakların en güçlü kalemlerinden biriyse, bu toprakların çocukları da benim gibi büyük günahlara kapılmadan bu kalemi okumalı ve Türk Edebiyatı'nın gücüne tanık olup onla kıvanç duymalı.
Ortadirek
OrtadirekYaşar Kemal · Yapı Kredi Yayınları · 20182,659 okunma
·
661 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.