Gönderi

448 syf.
10/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 4 days
İspanya avrupaya oranla o dönem çok geri bir ülkedir. Yıllar süren kolonizasyon ispanyaya yaramamıştır. Finansal kurumları gelişmedigi için gelen gümüş ve altınlar ispanya ekonomisini defalarca kez enflasyondan yok etmiştir. 1590-1680 arası 5 kez iflas etmişlerdir. Soylu sınıf hep güçlü kalmış ama bunlar ingilteredeki gibi sanayiye değil tarıma yatırım yapmıştır. Din başat unsurdur. İspanya napolyon işgalinden sonra tek tek kolonilerini kaybediyordu, güçlü donanmaları yoktu. Küba'nın kaybından sonra donanmalarının büyük kısmı da yok olmuştu. Ellerinde kalan Fas ise fransızların desteği sayesinde ellerindeydi ama burası da sürekli karmaşa içindeydi. İspanya iç savaştan önce de sonra da tarım ülkesiydi. Barcelona gibi kentler hariç sanayi çok azdı ya da yoktu. Bu sanayide genelde yabancı kapitalistlerin elindeydi. Ülke fakirdi 11 milyonluk nüfusta 2 milyon kişi tarım proleteriydi, topraksız köylüydü. Toprak ağaları ise nüfusları 50 bin olmamalarına rağmen ülkenin %50'sine sahiplerdi. Toprağı olan küçük köylülerde ağaların denetimi altında eziliyodu. 80k papaz vardır, papazlar statükocu insanlardır devrimin ilk büyük tepkisi bunlara karşıdır zaten. İspanya 1930larda yavaşça demokrasiye geçmiştir. Sağ-sol arasında muazzam bir rekabet vardır, 1931-33 arası sol 33-36 arası sağ 36'da ise sol kazanmıştır. Ama bu demokrasi ordunun vesayeti altındadır. 32'de darbe girişimi olmuştur 34'te halk ayaklanmıştır... İç savaş 36'da başlamıştır. 36'da iktidara demokrasi ile sol cephe gelmiştir, meşru hükümet bunlardır. Milliyetçi generaller ise darbe yapmaya çalışmışlardır. Yani burgostaki darbeciler gayri meşrudur, cumhuriyet ise meşru hükümettir. Ülkenin batısı francocuların doğusu ve madrid ise cumhuriyetçilerde kalmıştır. Başlarda franco hareketi bu yüzden güçsüzdür. Franco da zaten askeri olarak çok da ileri gelmeyen bir şahıstır ama diğer generallerin altta kalmasıyla başa gelmiştir. Solcular ise her zaman olduğu gibi zilyon fraksiyona bölünmüştür. Bunlar parlementer demokraside temsil ediliyordur. CNT: bunlar anarşist kısımdır üye sayısı 1 milyonu geçer bunların milisleri tamamen generalden er'e kadar aynı maaşı alan insanlardır, tam demokrasi ruhları vardır. Askeri hiyerarşi dahil tüm hiyerarşileri reddederler. Kolektifleştirmeyi savaş koşullarında savunurlar hem tarım topraklarını hem de fabrikaları tamamen kolektif hâle getirmişlerdir. POUM: Muhalif marksistlerdir, bunlarda CNT gibi devrimle savaşın aynı zamanda gitmesini savunurlar, kolektifleştirme yanlılarıdırlar. İşcilerin hareketidir. Bunlara moskofçu komunistler troçkist yakıştırması yaparlar ama alakaları yoktur. Partinin eski sekreteri Nin eski troçki dostudur ama bundan dönmüştür. PSUC sürekli olarak bunlara troçkist iftirası atmaktan geri durmamıştır. Onlara göre POUM franconun 5.koludur ama bunlar tamamen kara propagdandadır. Demokrat ruhludurlar PSUC:Marksistlerdir. Küçük burjuvaların ve kısmende isçilerin partisidir. Moskova ile ilişkileri yakındır. Bunlar devrimi savaştan sonra isterler devrim için değil parlementer demokrasi için savaşırlar, özel mülkiyete karşı değiller. Fransa gibi ülkelerden destek almak için her zaman ılık götlü davranmışlardır. Askeri hiyerarşiyi savunurlar, ordunun gerillalıktan düzenli hâle gelmesini isterler. Iç savaşın başlarında güçsüz olsalarda madrid savunması ve sovyet yardımlarıyla güclendiler. POUM ve CNT'ye hâliyle karşılar iktidarda güçleri arttıkça sansürlemeyi ve baskıyı artırdılar. POUM'u kapadılar CNT'yi gücsüzleştirdiler. Hükümet: İç savaşın başında Doktor Giral hükümeti var ama bunların ülkenin kontrolünde bir nebze olsun etkisi yok. Anarşi bile daha hakimdir. Sonra sol birleştirdi tekrar ve devlet yeniden kuruldu. Caberello hükümeti kuruldu. Sovyetlerle temasa geçildi, iktidar daha merkezileşti. Askeriye ve polis kuvvetleri merkezileşti özellikle. CNT bunlara karşı çıksa da madriddeki savunma ellerini güçlendirdi. Diğer:Cumhuriyet homojen değildir. Bask ülkesi bunun en büyük örneği. Baskta tutucu katolik ve bask milliyetçileri hakimdi bunlar özel mülke düşman değillerdi buna dokunmadılar bile... Savaşın başlarında ortalarında ve sonlarında ise diplomatik olarak güçsüz olan taraf cumhuriyetti. Sadece sovyetlerden destek alındı o da 36 ekiminden 38 yazına kadar sürdü. Asla gerçek bir yardim sayılmaz çünkü sovyetler nitelik ve nicelik olarak az bir yardım yaptı. Sadece 1k uzman geldi, uçak yardımında bile yedek parçalar hep etkisiz kaldı. Kırım savaşından kalma silah yolladılar. Bunlar yardım da değildi para karşılıgı bir ticaretti, ispanyol altınları tamamen sovyete gönderildi. Fransa ise solcu bir hükümete sahip olmasına rağmen ispanyaya hiç yardım etmedi, ingiltere tarafsız olmasına rağmen francocu tutum sergiledi :D tüm dünya cumhuriyete meşru olmalarına rağmen sırtını döndü. Bunun nedeni ispanyanın çok uçta olması olan diyen var. Papazların hepsi kurşuna dizildi, toprak ağalarınında durumu aynı oldu. İkisi de falanjı destekleyen kesimdi böyle olması normal papazlar bizzat falanjistleri kilisede saklıyordu ve falanjistlere parasal destek veriyordu halkın genel patlaması bu yönde olmuştu. Cumhuriyet ise fransanın desteğini almak için kırk takla attı ama nafile ispanyol fasından fransa ve ingiltere toprak bile talep ettiler solcu devrim emperyallere, emperyalist toprak talep ediyordu. Fas milliyetçilerine destek verilmedi cünkü fransa emperyalistlere karşı genel ayaklanmadan korkuyordu bu yüzden solcu cumhuriyet faslılara karşı herhangi bir girişimde bulunmadı. En büyük desteği ise aslında gönüllü yabancılar getirdi 50k yabancı cumhuriyet için savaşmaya gelmişti. En çok fransızlar geldi 10k civarında gelen turkler bile olduğu söylenir. Genel olarak tamamen silah sıkıntısı vardı, el bombaları bile ilkel ve el yapımı oluyordu, tabanca bile sıkıntıdaydı. Franco çok destek aldı. Katolik ve tıknaz bu herife italyanlar 100k adam gönderdi neredeyse, malaga gibi önemli kenti alanlar italyanlardır mesela. Yaklaşık 14 milyar liret para harcadılar, madrid savaşında 30k kayıpları bile vardır. Mekanize birlik yardımı da bunlardan geldi. H.tler 10k adam gönderdi bunlar tamamen uzman birlikti. İtalyan ve alman işadamları büyük yatırımlar yaptı, borç verdiler. Franco'nun gücü durulmayacak şekilde büyümüştü, teçhizat sıkıntısı çekmediler. Stalincilerin etkisinin artmasıyla cabarello hükümeti düştü ve Negrin hükümeti başa geldi. Milis kuvvetleri feshedildi, ellerinden silahları alındı. Hükümet tamamen komunistlerin ve sağa yakin adamların elindeydi. Özel mülkiyet tamamen tanındı. CNT hükümete katılmadı POUM kapandı dışlandı. İç savaşın içinde iç savaş yaşanıyordu resmen. PSUC hariç tüm solcu organlar kapanıyordu. Barcelondaki telefon santrelleri olayından sonra POUM tamamen yok oldu burada en az 400 kişi öldü, sansür inanılmaz boyuttaydı. Anarşist emelli devrim devletçi düzene kaymıştı. Sahte belgelerle muhalifler yargılandı ve infaz edildiler. Caberello göz altına alındı, POUM sekreteri Nin tutuklandı ve öldürduldü. Madridde gizli bir hapisane kurup gizlice büyük muhalifler işkence ile yok edildi. Azıcık yardımlarına rağmen sovyetlerin etkisi bunda büyüktür nkvd bu olaylarda başı çekmiştir. Belediyelerde bile seçim kalkmıştır cumhuriyet demokratik ruhunu kaybetmişti. Bu aralar franco ise kuzeydeki asturia ve bask'ı tamamen aldı cumhuriyet yardım bile göndermedi. Tereuel ve aragon harplerinde franco karşısında "merkezileşmiş ordu" neredeyse hiç tutunamadı. Franco bundan sonra basitce ülkeyi aldı. Devrimi boğan kesinlikle komunistlerdi o kadar francoyla uzlaştı diye yalan iftira attıkları poumcuları temizlemişlerdi ama kendileri francoyla uzlaşma masasına oturmak istemişlerdi :D ispanyol iç savaşı tarihteki en kötü yönetilmiş savaşlardan biri okurken kriz geçirmemek elde değil. Pierre Broue-Ispanyada devrim ve iç savaş Pierre villar-İspnaya iç savaşı George orwell-Katalonyaya selam, kitaplarını okuyabilirsiniz Land and freedom diye de bir film var bu konuda ilgilenen bakabilir.
İspanya'da Devrim ve İç Savaş
İspanya'da Devrim ve İç SavaşPierre Broue · Ayrıntı Yayınları · 20189 okunma
·
298 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.