Home
Search
What to Read?
Sign In
Sign Up
Shopping
Explore
Books
Authors
Readers
1000Kitap Android ApplicationFREE – Download from Google Play
1000Kitap iOS ApplicationFREE – Get it from App Store
©2024 · 1000Kitap Web Application · 2.37.30
Gönderi
1984
Geleceğe dair bir distopya 1984
DÜŞÜNCELERİMİZ BİLE PRANGALI
Sorgulamanın,ifade özgürlüğünün,insana ait olan her duygunun yasaklarla,zorbalikla,korkuyla sindirildiği bir distopya 1984…
Üçüncü dünya savaşından sonra dünya üçe ayrılmıştır.Avrasya,Doğu Asya ve Okyanusya birbiriyle her daim savaş halinde olan üç ülke.Ana karakterimiz Winston Okyanusya vatandaşıdır ve Okyanusya tüm dünyadan bağlantısını koparmış bir ülkedir.ülkenin her yerinde bet suratlı posterlerinin asıldığı despot bir lider(belki de yalnızca insanların içine yerleştirilmiş korkudan ibaret bir hayal sadece,bilemiyorum.)tarafından yönetiliyor.
Ülkede neredeyse her evde bulunan, tele ekran (insanların her hareketini gözleyen bir televizyon gibi bir şey) yüzünden insanların kendi evinde bile rahat olmasına imkan verilmeyen bir düzen.Kendine ait fikirlerini beyan etmek bir yana,kendine ait bir fikrin olduğunu bile her an kendinden bile saklamalısın çünkü vücut dilin bile sisteme aykırı davranmamalı.Uyurken bile kendi iç düşüncelerine hakim olmak zorundasın çünkü partinin ve öğretilerinin aleyhine bir sayıklama seni ele verebilir.Sistem(big brother) size neyi dayatıyorsa ona inanmak zorundasınız,eğer anlatılan her şey bir yalandan ibaretse bile,o yalan senin en doğrun olmalı.Partinin istediği şekilde bağnaz,yobaz bir vatandaş olmak zorunda herkes.Parti ve halk arasındaki refah düzeyi uçurumlar kadarken bile uyutulmuş olan halk hiçbir zaman bunun bilincinde değildir. İnsanlar yokluk içindeyken bile ülkenin en refah düzeyde olduğuna ve partinin her geçen gün daha da büyük işler başardığına inanmalı ve bundan en büyük hazzı duymalı,olmuyorsa da rol yapıp bunu kimseye hissettirmemeli.Mesela daha dün 20 grama düşürülen bir çikolatanın,bugün haberlerde 20 grama yükseltildiğini verdiklerinde bunu sorgulamaya,ama daha dün azaltılmamış mıydı diye sormaya hiçbir hakkın ve delilin olamaz çünkü insanların ama bu daha önce böyleydi,biz eskiden daha iyi durumdaydık,aslında biz bu ülkeyle hiç savaşmamıştık ki,daha düne kadar öbür ülkeyle savaşmıyor muyduk demesini engellemek için anbean değişen bir geçmiş var.Hiç yaşanmamış bir geçmiş bir anda tarihiniz olup çıkabilir.Aslında hiç yaşamamış biri tarihte kahraman olarak yaratılabilir ya da daha önce herkesin tanıdığı biri hiç olmamış gibi yok edilebilir.Kısacası varlığın ve yokluğun bile insanları köleleştiren bir sistemin elinde.Bu yüzden her türlü soru işaretini gidermek için akla hayale gelmeyecek her şey her an değişim altında ve bunun icin gerekli her türlü sistem düzenli bir şekilde daha ne is yaptığını bile bilmeyen parti üyeleri tarafından yürütülmektedir.Aynı zamanda yeni bir dil oluşturarak,kelime dağarcığı olabildiğince düşürülmeye çalışılmıştır.Kelimelerle düşünen insanın,zaten asla kendi düşüncelerinin olmasına izin verilmeyen bir sistemde daha da kontrol altına alınıp düşünebilme ihtimalini bile yok etmeyi amaçlayan bir yeniliktir!Arkadaşlık,dostluk,kardeşlik,aile gibi toplumsal kurumları yok etmek üzere kurulu bir düzen.Kısacası aynı evin içinde çocuklarına bile güvenmemek zorundasın çünkü çocuklar partinin onlara verdiği eğitim yüzünden aile kavramından uzaklaşıp,anne babasının ya da herhangi birinin en ufak bir şüpheli durumunda yetkililere şikayet eder.aşk,sevgi,cinsellik gibi karşılıklı iliskiye dayalı her duygu,tutku yok edilip herkesin kendisini yalnızca partiye adaması amaçlanıyor.Evlilik ve cinsellik her türlü duygusallıktan,hazdan arındırılmaya çalışılmış,evlilik yalnızca partinin uygun gördüğü kişiler arasında yapılabilir ve bu tür iliskiler yalnızca partiye olan görevi yerine getirmek olarak adlandırılmış ve bunun da yegane amacı sisteme körükörüne bağlı olarak yetiştirilecek çocuklar üremek olmuştur.Ana karakterimiz Winston tüm bu olanların farkında fakat tek basına hiçbir şey yapamayacağının ve bu düşünceleri ortaya çıktığında basına gelecek olan her şeyin ayırdındadır.Ama partiye duyduğu kin ve öfke,insanların hiçbir şeyi sorgulamayışı,her şeye hemencecik inanmaları,bu durumun sürekli böyle sürüp gidemeyeceğine olan inancını artırır ve aşık olduktan sonra iyice isyankarlaşan ruhu Winston’u geri dönülmez bir yola sokar.
Aslında insan düşününce ne kadar da biziz diye düşünmeden edemiyor.Yanlışa yanlış demeye çekindiğimiz bir dönem,bana dokunmayan yılan bin yaşasıncı bir zihniyet,fakirlik-zenginlik durumundaki o aşılmaz uçurum,asla bir olup sesini çıkarmayan bir topluluk ve en önemlisi fikirlerimizi bile beyan etmekten çekindiğimiz bir düzen.Kısacası DÜŞÜNCELERİMİZ BİLE PARANGALI artık
·
191 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.