Mutluluğun kahvaltıyla ilgisi olmalı derken yazar eksik söylemiş, bana göre huzurlu bir aile ve güzel kitaplar da gerekli tam mutluluk için. Kızım sekiz yaşında, kahvaltıyı benim hazırlamam konusunda hiç ödün vermiyor son zamanlarda, babanın parmak yediren tostu, babaya özel krep veya börek olmalı, olur yaparız. Bu gün kahvaltıdan sonra ben Marquez'in harika bir öyküsünü okurken kızım kuaförcülük oynamak istedi, elimdeki kitabın büyülü anlatımdaki yaşlı adam bendim artık ve kızım saçlarımla oynuyor, küçücük bedenini babasına yaslıyor, saç yaparken başımı okşuyordu. İşte bu anda baharın habercisi güneşin sıcak ve aydınlık ışığı salona dolarken farkettim içimin de eşsiz bir mutlulukla dolduğunu ve şair olmak istedim bu muazzam anı ölümsüzleştirmek için yüzlerce satır yazmayı, ama ben şair değilim ancak bunları yazabilirim bu kutsal anın hatırına. Öykü de kısacıkmış hemen bitti, kesin tekrar okuyacağım. Şimdi kızımı giydirip tiyatroya götürmem gerek, Selim İleri'nin kitabı çok kalın, nereye sıkıştırsam?