Atları Uçuruma Sürmek. Emin Gürdamur'dan okuduğum ilk kitap... Atları Uçuruma Sürmek; irili ufaklı 16 öyküden ve 131 sayfadan oluşuyor. Emin Gürdamur okumaya, okuma deneyimine güvendiğim bir arkadaşımın tavsiyesi ile başladım. Yazar, öykü türü için oldukça umut verici... Gürdamur, daha önce rastlamadığım ilginç ifadelere yer vermiş kitabında; "gecenin saçları" (s. 32), "yamalı surat" (s. 32), "uçurumun nefes alması" (s. 35), "bardakların gözlerini kısması" (s. 69), "intihara aşermek" (s. 73), "gözlerle duvarları yumruklamak" (s. 131). Öykülerin büyük bir kısmı durum öyküsü, olay öykülerinde bile yazarın durum öyküsüne meylettiğini söylemek mümkün. Öykülerini daha çok sevgi, ölüm, yalnızlık gibi temalarla oluşturan yazarın bazı öyküleri sayıklama gibi... Bazı öykülerde paragrafların gereğinden fazla uzatılması, öykülerin okunabilirliğine sekte vuruyor. Kitapta altını çizdiğim bazı satırlar: "Bu bir gerçek; insanlar yaşlandıkca abartırlar çoğu şeyi" (s. 17). "Kimsesi yokmuş, sosyal medya hesabında varmış gibi görünmesine rağmen kimsesi yokmuş" (s. 23). "İnsan yolda yürümez, yol insanda yürür" (s. 31). "Eskiden dünyayı, her doğan bebeği annesinin karnından çekip kendi rahmine alan ihtiyar bir ebeye benzetirdim" (s. 54). "Bilmek bir yaraya merhem olsun, görülmüş şey midir" (s. 60). "Her balta putları yıkarken biraz da kendi heykeline yer açar, yalan değil. Savaştığı şeye benzer Âdemoğlu yalan değil. Öldürdüğü adam olur" (s. 61). "Ağzından 'Olur mu?' diye bir kuş havalandı" (s. 106). Okuyun, seversiniz.

Atları Uçuruma SürmekEmin Gürdamur · Hece Yayınları · 2021206 okunma

··

1.190 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.