Gönderi

10/10 puan verdi
·
Liked
Hayat, çatlak bardaktaki suya benzer. İçsen de tükenir içmesen de. Bu yüzden hayattan tat almaya bak. Çünkü yaşasan da bitecek, yaşamasan da... demiş Neyzen Tevfik... kitaba başka alıntılarla girmek okuyup yazmak adına güzel bir gelişim. Hayat, tartışılmaz günden güne daha da zorlaşan eğitim hayatı gibidir. Bütün kitaplar hayatı zenginleştiren birer hayat tecrübesi sonucu oluşan sokak lambası gibidir. Okuyan aydınlanır, okumayan karanlıkta kalır ve kaybolur. İstisnasız muhteşem duygular ve kaleme alınan her saniye değecek satırlara ve hayata imza atmaktır. Yaşanmamış her duyguda aklım kalıyor, aklımın kalmadığı yerde de gönlüm kalıyor... insan budur işte: aklının kaldığı yerde gönlü olmayan, gönlünün kaldığı yerde aklı duramayan... Kitabı tek bir cümle ile özetlemek ve yeni çağrışım dönemi oluşturmak isterdim ama özet tek cümle kabul eden bir eser değil. Yazarın da dediği gibi ölümüm iyilik sağlık arasında olacak; özetim kötü ve iyi arasında okurlarla buluşacak. Aşk, sadakat, ölüm, saygı, güven, yalnızlık, iş hayatı, hayat koşulları kısaca sanki doğumdan ölüme kadar sık elenip ince dokunan bir eser olmuş. Turgut, arkadaş hatta bana göre dost kelimesinin bir örneği; arkadaşı Selim' in ölümünden sonra sarsılmış, hatta öldüğüne belli bir müddet inanmamıştır. Selim, okuduğu dönemlerde aptal yerine koyulan, haddinden fazla kendini küçümseyen ve belli bir süre sonra bundan vazgeçip ölümü bekleyen, ölümü beklerken ölümün gelişinden korkan biridir. Çok kitap okuyan, sınıfın en zeki öğrencisidir. Ne kadar zeki olursan seni kıskanan insan topluluğundan da o kadar aptal lakabı alırsın. Laf meclisten dışarı; zeki bir insanı aptal yerine koymak inanın ki, aptal yerine koyan kişi dışında kimsenin umurunda olmaz özellikle aptal yerine koyduğun insanın. Umursamaz olur kendisini küçük ve aptal yerine koyan kişiye karşı. İnsanlara aptal muamelesi yapan arkadaşlar: eğer aptal yerine koyduğunuz insan siz ona aptal derken o gülüp geçiyorsa inanın bana sizi ciddiye almıyor, hatta onun gözünde zavallı konumuna geçip "he" kelimesinden ibaret kalacağınız anlamına geliyor. Bu da sizi alay konusu değil alayın eşittiri yapıyor. Arkadaşının öldüğüne inanmadığı için, onun arkadaşları ile görüşmeye karar verir. Ne yazık ki bütün sonuçlar Selim' in öldüğünü gösterir. Son olarak selim' in günlüğünü bulur sayfa sayfa okur. Bazı günlerinde hayattan ümidini kesen Selim, günlüğü yazdığı bazı günlerin tarihini atmaz. Yazarın, ölmek için ölümü bekler, ölüm gelmek bilmez dediği kısaca bu... Yerli yersiz uzatmalar, şimdiki dönemin en çok okunan eserler arasında yerini koruyan bir kitap. Bana göre kitap fazla uzamış, bir çok gereksiz tartışma ve polemiğe yer verilmiş. Aşkı tarif ederken dilinde aşka karşı bir mahçupluk, bir eksiklik seziliyor, belki de hayattan alınan tecrübe sonucu kelimelerine sığdıramadığı duygularını ifade ederken okuyucu da yaşamasın der gibi kelimelerini seçerken dikkat ediyor. Okuyan da yaşar, izleyen de; acı olansa yaşayıp pişman olanın hayalidir. Hayaller yıkılmaya hazırlanan dar sokak aralarında yerlerini koruyan eski ama çiçekli evler gibidir. Zamanı gelince yıkılır yerlerine yeni evler inşa edilir ve yeni inşa edilen evler inanın eskisinden daha sağlam olur. O binaları yıkan hiç bir insan evladı asla yeni evin çiçeği olamaz. Evin içine doğan güneş, gerçekleşen birer hayaldir bana göre, her evin her odasına güneş doğmaz çünkü odalardan kimisi batıya bakar, kimisi de doğuya... bütün temiz hayallerle süslenen kalplerin doğuya bakması dileği ile huzurlu okumalar diliyorum.
Tutunamayanlar
TutunamayanlarOğuz Atay · İletişim Yayınları · 202062.5k okunma
·
102 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.