Gönderi

106 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
31 saatte okudu
Merhaba 'bütün kafası karışık kadınlar' ve diğerleri, Yaz tatili ile sorumluluklarımın azalması ile bir okuma düzeni oluşturdum kendim için, Nisan ayından beri düzenli okumalar yapıyorum. Okuma düzeniminde herhangi bir bağlı kaldığım liste bulunmuyor; önceki ayda ya da öncesinde okuduğum yazarların kitapları, sosyal medya ya da yakın arkadaşlarımdan önerilen kitapları okuyorum. Buna göre yaptığım bir liste var elbette, esneyebilen bir liste. O haftanın yoğunluğuna göre düzenlemeler eklemeler yapıyorum. Geçtiğimiz haftadan itibaren bu düzenlemelere çokça ihtiyacım var, haftanın 5 günü 8 saatten mesai yaptığım 1.5*2*5'ten yolda zaman harcadığım bir zorunlu stajım var. Bu ayın okuma planına son dakikadan giren arkadaş tavsiyesi kitabım: Ece Temelkuran'ın Bütün Kadınların Kafası Karışıktır oldu. Bu okuduğum ikinci Ece Temelkuran kitabım. İlki 2015 yılında okuduğum Devir kitabı idi, çokça beğendiğim bir kitap olmuştu. Ankara'da Kuğulu Park ve çevresinde geçen devrim'den bahseden küçük güzel ayrıntılarla dolu gerçekçi(?) bir romandı. O kitabından sonra çeşitli dergilere yazdığı yazılarıı okudum. Birkaç gün önce bir arkadaşım sen seversin diye önerdiğinde Devir'deki dili aklıma geldi ve çok araştırma yapmadan okumaya başladım. İlk başlarda pek anlayamadan okusam da sayfalar ilerledikçe Temelkuran'ın ne anlatmak istediğini anladım sanırım. Kadın olmaktan, insan olmaktan, delirmeden ayakta kalmaktan bahsediyor kitapta. Aklımda kalan not aldığım birkaç konudan bahsedeceğim: Akıl bölümünde idam'dan bahsediyor yazarımız, daha açıklayıcı tabirle, idam hakkında beyin fırtınası diyebileceğimiz bir konuşma yapan kadını canlandırıyor. Konuşma sırasında gömleğinden, eteğinden, ona bakışlardan rahatsız oluyor. Sahnede ona mantıklı konuşan, fikir belirten bir insan olarak bakılmadığının farkında, bunu engelemek için bir daha kazak giyeceğim, etek giymeyeceğim diye kendine ket vuruyor. Bunun üzerine ne denir ki? Aynı bölümde idam'dan bahsederken, idam asıl cezayı ölene mi yoksa ölenin ailesine mi keser? diye soruyor. Ölen kişinin ailesi bu acı, ötekileştirme ile karşı karşıya kalıyor. Devletin amacı olan vergi veren, sorumluluk sahibi vatandaşlardan biri azalmış oluyor. Devlet neden yanlış yapan vatandaşlarını yetiştirmek yerine öldürmeyi tercih ediyor? Bir başka bölümde de baba'nın evde acı veren'i annenin de acı çekmeyi, kabullenmeyi öğreten mi olduğunu sorguluyor. Anne-baba figürlerinin yanısıra eş-hayat arkadaşı- figüründen de bahsediyor, onları irdeliyor. Benim için okuma serüveninin değişik olduğu farklı bir kitaptı. Temelkuran'ın diğer kitaplarını da okumak isterim. Bir başka kitap incelemesinde görüşmek üzere!
Bütün Kadınların Kafası Karışıktır
Bütün Kadınların Kafası KarışıktırEce Temelkuran · Everest Yayınları · 20211,578 okunma
·
582 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.