Gönderi

190 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
"Biz harp çocuklarıyız.Bunalımların anaforundan geliyoruz. Yüksek gerilimler yaşadık.Dünyanın,ülkemizin,kendi kendimizin devrimlerini, değişimlerini gördük. Bu sancılar ve çarpıntılar sonunda,şiirimiz de bazı bir yumruk kadar sert ve haşin,bazı bir tokat gibi çatlayıcı,bazı da yoksul bir yürek gibi içli ve mahzun oldu."Attila İlhan 1948 yılında 25 yaşında iken kendi imkanlarıyla bastırmış olduğu ilk şiir kitabı Duvar'ın önsözünde böyle söyler.Evet; acılar,savaşlar ve kanla sulanmış bir bahçenin meyveleridir bu şiirler.Belki biraz acemi ve belki biraz da başka şairlerin sesi!Kendisinin destan olarak nitelendirdiği bu şiirlerde bazen Köroğlu,bazense Pir Sultan Abdal...Zaman zaman Gevheri yahut Bayburtlu Zihni... Kimi zamansa ustam dediği Nazım'ın sesi çalınır kulağımıza. Yani hayranı olduğu her şairden bir parça katar bu destanlara.Mekansa genelde Çukurova'dır ki;bu ilk şiir kitabından bahisle Kaptan için,Yaşar Kemal'in romanla yaptığını mısralarıyla yapmıştır denilebilir.Hem de yalnız Çukurova'nın değil,parça parça bütün Anadolu'nun şivesi sinmiştir genç şairin sesine."hey lilişan lilişan gülmüşem ağlamışam bir tuhaflık olmuş dünyanın hali" derken,henüz İstanbul ya da Paris'in sesiyle tanışmamıştır.O dönemler kendi deyimiyle şair değil ozandır çünkü.Ve bir halk ozanına yaraşır şekilde; "kimi sevsem sensin"değil de "kimi sevsem vatandır,halktır" diyen destanlar yazar. İyi de yapar genç Attila İlhan! "maraş bağlarında salkım salkım üzüm var ey gözü kanlı zalim sana bir çift sözüm var" Okuyalım,okutalım.
Duvar
DuvarAttila İlhan · İş Bankası Kültür Yayınları · 20171,372 okunma
·
94 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.