Gönderi
Hakka Sığındık
Toplumumuz aradan ne kadar zaman geçerse geçsin bir arpa boyu kadar yol alamayacaktır. Hiçbir zaman toplumsal vicdanımızı düzeltemeyeceğiz, zihinlerimizi mantık ve bilimin ışığında büyütemeyeceğiz ve hiç gelişmeyeceğiz.
Hiçbir Gürpınar eseri güncelliğini asla kaybetmez. Aradan yüzyıl geçse de, yazılanlar hâlâ günümüzde geçerliliğini ilk günkü gibi korumaya devam eder.
Yazar eserlerinde her zaman batıl inançlardan, ahlaki yozlaşmalardan, ve adaletsizlikten bahseder. Hakka Sığındık eserinde de bu temaların hepsi kullanılmış.
Varlıklı olan iki komşu, biri hafız biri hoca. Yaşadıkları dönemde, İspanyol Gribi baş göstermiştir. Evden eve dolaşarak her evden bir cenaze almaktadır. Bir gün komşulardan biri mektup alır, mektup istenilen para verilmezse evdekilerden bazılarının öleceğini söyler. Gelin görün ki öyle olur. Mektup evliya olan birinden gelmiştir. Aynı mektup diğer komşuya da gelince bu sefer tecrübe konuşur ve olaylar gelişir.
Halkımızın bu dini inanışlarda, akıl gözlerinin körelmesi hiç değişmiyor. Din ile bilimi bir türlü bileşke şeklinde algılayamıyoruz. İki komşunun belanın hastalıktan geldiğini anlamaması ve kendileri gibi bir insan olan kendine evliya denen birinden korkup çekinmeleri ise körleşmenin en büyük kanıtıdır.
Günümüzde hâlâ bu insanlar ile iç içe yaşıyoruz. Ama bu insanlar bu kadar inanç kölesiyken bir yandan da halkın üstüne basa basa yükseliyor. Rüşvet, güçlünün yanında olmak için yaltaklanma, perde arkasında yapılan ahlaksızlar daha neler neler.
Eser bütün bahsettiğim konuları harika işlemiş. Bunların hepsi birer gölge oyunudur, asıl mesele gölgenin arkasındaki sahibidir. Cehalet ve vicdani körleşme o sahiplerdir. Onlara ulaşmak için gereken tür Hicivdir. Bizim Edebiyatımızda bu türü en iyi yazan Hüseyin Rahmi Gürpınar'dır.
Allahım, her türlü cahillikten, senin verdiğin aklı kullanamamaktan, vicdanımızı körelten, bizi her türlü ahlaksızlığa sürükleyecek hislerden sana sığındım, yani Hakka Sığındık !
·
149 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.