Gönderi

O kadar özgürüm ki yazarken, kâğıtlara bir sürü yalan sıralayıp kendimi bile kandırabilirim. Kandırıyorum da. Sizi de kandırıyorum. Olmadık tipleri sokuyorum hikâyeye. Kendimden birer parça koyuyorum hepsinin içine. Garip mekânlar yaratıyorum. Siz de oturup bunları olmuş gibi okuyorsunuz. Düşlerimi anlatıyorum. Gerçekleri katıyorum hayallerime. Yoksa hayallerime gerçekleri mi katık ediyorum? Ben mi sizi aldatıyorum, yoksa siz mi beni? Ya da siz de, ben de baştan razı mıyız tüm bu olup bitenlere? Yoksa anlattıklarım gerçek mi, yaşanmış mı? Sizin yaşadıklarınızı mı anlatıyorum size? Kendinizden bir şeyler mi buluyorsunuz okuduklarınızda? Yaşanmamış olayları yaşanmış gibi, bilinmedik mekânlarda kurgulayarak bir büyü mü yapıyoruz birlikte? Geçmiş zamanı bugüne yamayarak meydan mı okuyoruz ölüme? Yoksa geçmişten mi sesleniyoruz geleceğe doğru, bugünü atlayıp? “Ben” ile “sen”i birbirine mi karıştırıyoruz isteyerek?”
·
18 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.