Gönderi

64 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
Meryem Serel’in yazdığı (Ya)Saklı Ağıtlar öykü serisinden Dansöz ve Bir Vukuat Çıkacak adlı kitabını okudum. Kitapta yer alan iki öyküyü ayrı ayrı inceleyeceğim. Serel, yaşamının ona kazandırdığı zengin malzemeleri bizimle öykülerinde paylaşıyor. Dansöz; erkek dünyasının içinde duygularını kilitlemek zorunda kalan, kadınlıkları yok edilen kadınları, susmak zorunda kalanları anlatıyor. Bir kadının var olamama hikayesini okurken arka planda derin devletin yansımalarını da öğreniyorsunuz. “Saçlar simsiyah kıvır, kıvır ta beline inmiş.” “Simsiyah kömür gibi iri gözler mi desem, Allah’tan hokka gibi burun mu desem, bir ağız bir dudak nar gibi şekerinden çatlamış.” Bu tarifler ve dans edişi nedense gözümün önüne Türkan Şoray’ın filmlerindeki dans sahnelerini getirdi. Öyle güzel anlatılmış ki gözünüzde canlandırmamanız imkansız. “Şükran Ay’ın o güzel şarkılarından birinin ırzına geçiyordu içerideki kadın. Ver yansın bağırıyordu.” Bizler ( daha doğrusu ben) Şükran Ay’ı oğlu Savaş Ay sayesinde tanımıştım. Belki küçükken radyo anonslarında adı geçiyordu ama dikkat etmemişim. Oysa şimdiki nesiller ne Şükran ne Savaş Ay’ı biliyor. O yüzden Şükran Ay, Ümmü Gülsüm, Behiye Aksoy gibi değerli sanatçılarımıza hikayesinde yer vererek bize anımsatan, yeni nesillere de tanıtan yazara teşekkürler. “Avcıdan kaçan ceylan oldu, orman içine daldı, uzadı bacaklar, bir kuğu boynu zarifliğindeki ayak bileklerinin taşıyabileceği bir ceylan sündü orman içlerine… Dallar çıtır çıtır; yapraklar hışır hışır… Bastı mı yere, basmadı mı, gözler ayrımında olamadı… O kadar!” Bu betimleme neyi anlatıyor? Hikayenin kahramanı olan dansözün raksını anlatıyor. Bu ve bunun gibi harika betimlemelerle hikaye gözünüzün önünde bir film gibi akıyor. Bir Vukuat Çıkacak; güldürürken düşündüren, sizi diyardan diyara götüren öykülerden. Tam anlamıyla güleriz ağlanacak halimize durumu. Bir olayın nasıl köyün darbı meseli olduğunu okurken ‘bir şeyi kırk kere söylersen olurmuş.’ Atasözünün de örneğini okumuş oluyorsunuz. Siz neye inanıyorsanız öyle değerlendirirsiniz öyküyü. Söyleye söyleye oldurdu mu dersiniz; evrene gönderdiği mesajlar döndü mü dersiniz, iyi düşün iyi olsun ( tabii hikaye de yaşananlar pek iyi değil ama), etme bulma dünyası mı dersiniz bilemem artık size kalmış. Hikayeler aktarılırken nefis betimlemeler kadar; ‘Göl dibinde su eksik olur mu?’, ‘Oturduğu ahır sekisi, çağırdığı İstanbul türküsü.’, ‘Kurt katırın kıymetini ne bilir, çekip parçalar.’ ’Allah kardeşi bir yaratmış, ama kesesini ayrı yaratmış.’ Gibi yöresel deyimlerde anlatılanlara renk katmış. Belki birkaç saatte okuyup bitireceksiniz ama etkisi uzun süre dimağınızda kalacak, uzun süre unutamayacağınız, özellikle dansözün hüzünlü sonu yüreğinize dokunacak, boğazınızı düğümleyecek öykülerden. Betimlemeleri, yergileri, geri planda dokundurdukları, hem hüznü hem mizahı barındıran, kitaplığınızın ulaşılabilir rafında olup, aklınıza geldikçe tekrar okumak isteyeceğiniz, el altında tutacağınız kitaplardan.
Dansöz - Bir Vukuat Çıkacak
Dansöz - Bir Vukuat ÇıkacakMeryem Serel · Beyaz Fil Yayınları · 02 okunma
·
89 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.