Gönderi
112 syf.
·
Not rated
Prens'in İnsanlığı Üzerine
Bir şeyin sevilebilirliği popülaritesiyle doğru orantılıdır. Tiktok ya da Wattpad kötü uygulamalar değildir mesela onları kötü yapan şey popülarist kitlelerdir. İnsan sayısı arttıkça o eserin çevresini saran düşüncelerin de sayısı artar. Bu durum genelde iyiye işaret değildir çünkü sadece o alana ilgili kişiler değil, kelimenin tam anlamıyla 'herkes' söz konusu olmuş demektir.
Bu bir kitap platformu olduğu için konudan çok sapmadan örnek vermem gerekirse, bir kitabın popülaritesi az ise kitlesi de sadece okuyucu ve ilgili sınıftan oluşuyor demektir. Bu popülarite artıyorsa ilgili olsun ya da olmasın, 'her türlü farklı sınıf' işin içine girer ve sevdiğiniz kitap hakkında ciddi anlamda edebiyattan anlayanlardan bağımsız olarak hiçbir yazım bilgisi olmayan, edebî konularda çok yanlış düşünceleriyle ön plana çıkan, kötücül ve boş denilebilecek yorumlamalar da artıyor demektir.
Küçük Prens tam olarak bu 'korkunç' popülariteye sahip kitaplardan birisidir. Dünyanın en çok satanlar listesinde ilk onda bulunuyor olması sebebiyle gerek ülkemiz gerek de diğer ülkelerde çok bilindik bir eserdir. Bu popülarite kitabın saçma sapan bir kitle kazanmasına sebep oluyor. Bu site üzerinde kitapla ilgili alıntıları incelerseniz, alıntı paylaşanların bir kısmı kitabı Twitter'dan okumuş. Zira kitabın içinden alıntı paylaşmak yerine kamyon arkası sözler yazanlar ve altına "Küçük Prens" etiketi koyanlar olmuş. Trajikomik bir durum.
Küçük Prens benim ilk kitabımdı. Hayatımın her senesinde defalarca kez okudum ve defalarca kez okumaya devam edeceğim. Şu anda bu yazıyı okuyan herkese aynısını yapmalarını tavsiye ederim. Yüz sayfadan kısa bir kitap olmasının yanında, hayatın çeşitli evrelerinde okunduğunda çeşitli etkileri de olan bir kitaptır. Piyasada çocuk kitabı olarak tanınmasının aksine çok derin felsefi yorumlamalara açıktır ve kitaptaki her bir karakter 'insan' kavramının bir yönü baz alınarak yaratılmıştır. Yani sembolizmden çok başarılı ögeler taşırken romantizmi de sonuna kadar hissettirebilir.
Mesela Küçük Prens ve Pilot karakterleri birbirlerine tam tezat oluşturacak şekilde yazılmışlardır ama dikkatli incelerseniz ikisinin aynı insanın iki farklı yönü olduğunu görebilirsiniz. Pilot karakteri yazar De Saint Exupery'nin yetişkinlik dönemini temsil ederken Küçük Prens onun baskılanmış ama içinde hep varoluş mücadelesi veren çocuksuluğunu temsil eder. Kitaptaki Gül karakteri yazarın eşi baz alınarak yaratılmıştır ve Gül bir insanın güzelliği üzerine yazılmıştır. Öyle güzeldir ki ilk görüşte Küçük Prens'in saplantılı aşkı olmuştur. Bu güzelliğinin farkında olarak kendisini çok beğenen, aşırı kibirli bir kişiliği vardır Gül'ün. Zira karakterin ortaya çıktığı ilk paragraflardan birinde bu güzelliğiyle Küçük Prens'i bezdirmeye çoktan başladığı söylenir.
Bu paragraf doğrudan kitabın finaliyle bağlantılıdır. Kitabın finalinde Küçük Prens'i Gül'e ulaşmak için hayatını feda ederken görürüz. Küçük Prens'in ölümü, yazar De Saint Exupery'nin isyanıdır aslında. Eşine olan sevgisi onun çocukluğunu, neşesini, merakını öldürmüştür.
Raflarda çocuk kitabı etiketiyle satılan ve Instagram'da influencerların kalesi haline gelen bu kitap başlı başına bir trajedidir ve maalesef kitabın okuyucularına oranla çok az kişi bunun 'gerçekten' farkındadır.
Dikkat ederseniz bu kitabı trajedi yapan şey Küçük Prens'in Gül'e olan öldürücü aşkı değildir çünkü kitapta sevgi kavramı iki karakterden de bağımsız başka bir karakter olarak yansıtılır. Kitapta sevgiyi temsilen bulunan karakter Tilki'dir. Tilki insanların sevgisinden doğan bağlılıkları, güveni ve dostluğu simgeler. Küçük Prens'in kitap boyunca görünen tek arkadaşıdır, ona sevginin doğasını öğreten kişi de Tilki'dir.
Yalnızca 'iyi' olan bir arkadaşa duyulan sevgi hayatınız boyunca yanınızda olan kusursuz bir sevgiliye duyulan sevgiden çok daha güçlüdür çünkü işin içine aşk girdiğinde kişinin mantığı da törpülenmeye başlar. Arkadaşlık denilen durumda aşka yer yoktur, bu sebeple birbirine 'açık gözlerle' bakabilen iki insanın bağından söz edilebilir. Eğer gözlerinizi dünyanın kalanına kapattığınızda sorgusuz sualsiz güvenebileceğiniz bir arkadaşınız varsa kendinizi şanslı sayın. Çoğu insan için böyle bir arkadaş yoktur, daha çok insan ise böyle bir arkadaşa sahip olduğunu sanarak büyük bir yanılgı içindedir.
Tilki ile Küçük Prens'in dostluğunu ve birbirlerine karşı kusursuz bağlarını yok eden şey Küçük Prens'in Gül'e olan aşkıdır. Küçük Prens ona ulaşabilmek için kendisinden vazgeçtiği gibi tek arkadaşını da yalnız bırakmıştır. İşte asıl trajedi budur.
Kitap hakkında konuşulacak sayfalarca şey var ama bu yazı çoğu kişinin okumayacağı uzunluğa ulaştı bile. O yüzden burada kesiyorum ve kitap üzerine konuşmak isteyenleri DM'e davet ediyorum. Bu satırları okuyacak zamanı ayırdıysanız teşekkür ederim.
Küçük Prens benim hayatımın kitabı ve yüreğiyle bakanlar için bir hayat dersidir.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.