Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

380 syf.
·
Puan vermedi
·
6 günde okudu
"Bütün dostlarıma selam olsun! Dilerim, uzun gecenin şafağını görmek onlara nasip olur! Ben, her zamanki sabırsızlığımla, önden gidiyorum." Merhaba. Stefan Zweig'in veda mektubundan son sözleri ile başlamak istedim biyografisinin yorumuna. Okurken hikayemde de belirttiğim gibi yazarın üslubunu biraz sıkıcı bulsamda çok çok severek okuduğum bir biyografi oldu çünkü Zweig'ı çok seviyor oluşumdan. Onun hayatı ile ilgili her şey ile ilgileniyorum, okuyorum ve Zweig gibi bir yazarın kitaplarını da herkesin okuması gerektiğini düşünüyorum fikrimce. Öncelikle biyografinin yazarından söz etmek isterim. Söylediğim gibi üslubu bana hayli sıkıcı geldi sebebide şu ki; Prochnik elinde varolan verilerle yazmış kitabı yani kendi düş gücünden hicbir şey katmamış. Biyografilerde hal böyle olunca ders çalışıyormuş hissine kapılıyorum ben bu da çok içime sinen bir okuma olmuyor hali ile. Prochnik çok güzel ve kıymetli bilgiler paylaşmış bizlerle. Zweig'in sürgün dönemlerini çok detaylı bir şekilde ele almış ve özellikle Zweig'in Dünün Dünyası otobiyografisinden sık sık alıntı yapmış. Eksik yanı ise dedigim gibi elindeki bilgilerle düş gücünü harmanlasaydı çok daha keyifli bir kitap olabilirdi. Biyografiye gelecek olursam kısaca; Zweig yazar, gazeteci, biyografiker. Hepimizin birçok novellasini ve biyografilerini okuduğumuz Avusturya doğumlu Yahudi usta yazar Zweig. Ülkede Hitler öncülüğünde ki Nasyonel Sosyalizm hakim olmaya başladığında Yahudi olması sebebiyle kara listeye alınan, Nazilerin kendi ideolojileri ile bağdaşmadığı için kitapları yakılan, Gestapo tarafından villası basılarak silah araması yapılmasına ve psikolojik baskıya dayanamayarak ülkesini terk etmek zorunda kalan kıymetli yazar Stefan Zweig. Önce Londra'ya yerleşiyor ve burada ilk eşinden ayrılıyor ve genç sekreteri Lotte ile evlenerek Newyork'a daha sonrada Brezilya'nın Petropolis şehrine yerleşiyor. Petropolis'te en ünlü novellasi olan Satranç'ı yazıyor ki okuyanlar bilir "ll.Dünya Savaşı'nın yol açtığı insan kıyımında ruhsal baskılara maruz kalan bir insanın duygularını tepkilerini anlatmaktadır. Brezilya'da halk tarafından oldukça sevilen bir yazar olmuştur Zweig. Gün de beş yüz imza vererek insanı sakat biracak yazar krampı hastalığına tutulmuştur. Tüm bu olumlu eylemlerin yanında Hitler'in Avrupa'da iyice hakimiyetini kurması, varlığını hissettirmesi nedeniyle umutsuzluğa kapılmıştır. Uzun yıllar boyunca yersiz yurtsuz biri olarak oraya buraya sürüklenmekten dolayı tükenmiştir. Hiçbir yere ait olmadığı duygusunu bir türlü üzerinden atamamış...Artık tüm yaptıklarında sona gelindiğini çağrıştıran gizli anlamlar mevcutmuş (kitaplarını arkadaşlarına ve Petropolis kütüphanesi dağıtmış, köpeğini evsahibine vermiş, tüm kağıtlarını ve müsveddelerini bahçede yakmış). Ve nihayetinde 22 Şubat gecesi eşi Lotte ile aşırı dozda Veronal (sakinleştirici, uyku ilacı) alarak kendilerini uykunun ellerine bırakıp tekrar uyanamamışlardır. Ölümün duyulması üzerine odalarına gelen gazetecilerin çektiği fotoğraf hakkında yazar Prochnik şöyle diyor; "Stefan ölü bir adam, Lotte âşık bir kadın gibi görünmektedir."
İmkansız Sürgün
İmkansız SürgünGeorge Prochnik · Yapı Kredi Yayınları · 201617 okunma
·
1.052 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.