Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

137 syf.
10/10 puan verdi
Hani bazen uykumuzu aldığımızda uyanma evresine gireriz ya, son anda bizi mest eden harika diye nitelendirdiğimiz bir rüya görmüşüzdür de, bir türlü uyanmak ve gerçek hayata gözlerimizi açmak istemeyiz, o yarı uykulu yarı uyanık halimizle bile rüyamızın sonlanmaması için, ne mümkünse yapmaya çalışırız ya, işte Shakespeare de benim nazarımda uzun bir süre etkisinden kurtulmak istemediğim ayrıca imkân dahilinde bütün eserlerini temin etmek istediğim bir yazar. Shakespeare hakkında edindiğim bilgilerin ışığında yetersiz bir eğitim aldığını buna binaen, eserlerin de Shakespeare ait olamayacağını, bu sebeple de eserlerin etkin olduğu dönemde yaşamış ve edebi anlamda başarı sağlamış bazı kişilere ait olabileceğini okuyunca hayretim bir kat daha arttı. Eserlerin Shakespeare ait olmamasına karşı sunulan gerekçe de, yazara ait el yazılı nüshaların olmayışıymış. Bu olay bana Homeros'a ait olan destanların, Homeros'a ait olmadığı tezini savunan tarihçileri hatırlattı. Ama sonunda destanların Homeros'a ait olduğu kabul edilebilirliği ne kadar yüksekse, Shakespeare içinde eserlerin kendisine ait olduğu, her türlü çatlak sese rağmen tarihçiler tarafından benimsenmiştir. Shakespeare'in etkin olduğu ingiliz tiyatrosunun yanı sıra, oyun yazan bir çok yazara esin kaynağı olduğu inancındayım. Ben ki, sıradan bir okur ve kitaplarını bu zamana kadar dikkate almayıp okumadığım halde, sözlerine aşinaydım. Kaldı ki bir eser vücuda getiren kişilerin, mutlaka kendilerinden önce eser bırakmış kişileri örnek aldıkları düşünülürse, oyun yazan yazarların da Shakespeare örnek alması kaçınılmaz bir hakikattir. Shakespeare oyunlarında kullanacağı öyküleri genellikle gerçeklerden sapmadan tiyatro yazım tarzına uyarlayarak, adı geçen karakterlerin de inandırıcılığını arttırmış ayrıca diyalogları nükteli sözleri ile harmanlayarak geniş felsefi yaklaşımlar getirmiştir. Özellikle bu eserini okuduktan sonra, bu yargılara vardım. Çünkü esere konu olan VIII.Henry hakkında, önceden de bir bilgi birikimine sahip olduğum için, kıyaslama yapabilecek kadar olaya vakıf olduğumun inancı içerisindeyim. Philippa Gregory İngiltere hanedan üyelerinin hayatlarını tarihi gerçekleri baz alarak kurgulayan bir ingiliz yazardır. O'nun romanlarının muhteviyatı etkin olduğu dönemlerde iktidarda kalmış kral ve kraliçeler ile harmanlanmıştır. Romanları kurgulanmış tarihi romanlar olsalar da gerçeklerle birebir örtüldüğü için bir okur olarak ister istemez sahih gerçekleri öğrenmeden duramıyorsunuz. Shakespeare de Philippa Gregory'in kurguladığı tarihi öyküyü alıp, yazım dilini tiyatroya uyarlayarak halkın beğenisine sunmuştur. Biz insanoğlu iktidar yada menfaat hırsıyla o kadar çok yanıp kavruluruz ki, hükmetme ve her şeye sahip olma güdümüz yüzünden, olaylar gözlerimizin önünde cereyan etse de, yaşanılan ahlâksızlıklara duyarsız ve tepkisiz kalabiliyoruz. Eser de VIII.Henry İngiltere'nin kralı olduğu halde menfaat ve çıkar güden şahısların tıpkı bir oyuncak gibi kuklası olduğuna ayrıca, zavallı eşi İspanya Prensesi Catherina ile entrikalı boşanma sürecine dem vurulmuş. Tarla kuşu gözünü atmacadan ayırmadığı için, başının üzerine konan ağı görmezmiş, derler. Tıpkı VIII.Henry'de tarla kuşu misali. VIII.Henry sevgili eşi Catherina'nın hüzünlü gözleri önünde başka bir kadınla cilveleşe dursun, başının etrafında dönen dolaplardan bihaber olsun! Maalesef biz insanlar bu tür olaylara şahit olunca, hayat deyip geçiştiriyoruz. Ama unutulmamalıdır ki, adalet geçte olsa yerini bulur. Tabii ki acı ve hüzün dolu yılları unutturamaz belki ama en azından hak yerini bulur. Bir ironi ustası olan Shakespeare, dramatik yöntemleriyle insan davranışlarını sorgulamakla kalmıyor, kullandığı sözcük ve imgelerin yanı sıra satırların nizamı ve lirik anlatım tarzıyla okuru büyülemekten de geri durmuyor. Değerli okurlar hâlâ Shakespeare okumadıysanız mutlaka okumalısınız...
Kral VIII. Henry
Kral VIII. HenryWilliam Shakespeare · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2012516 okunma
··
116 görüntüleme
Muzaffer Akar okurunun profil resmi
Dün site hakkındaki bir yorumumda edebi ve kitap tutkusu-incelemeler anlamında en güzel günlerini yaşadığını söylemiştim, işte çelik gibi bir kanıt daha. Elinize sağlık. Rogojin Hocam dün sitenin okuyucular için bir atölye işlevi de gördüğünü söylemişti evet çok haklı.
Serpil Ağ okurunun profil resmi
Nezâketiniz için çok teşekkür ederim, Muzaffer Bey. Aslında sizlere ulaşabilmek için, daha o kadar çok yol kat etmem gerekiyor ki. Daha dün gece eşime ve çocuklarıma iyi ki siteye üye olduğumu, sitede ki siz okur arkadaşların vasıtasıyla kitaplar ile ilgili düşünce bazında, tam bir çağ atladığımdan dem vurmuştum. Benim hayıflanmam üzerine de kızım " Anne! Neden böyle konuşuyorsun, sen önceden de değerli kitaplar okuyordun, kendini bu kadar çok üzme! " deyince, " Tamam, kızım okuduğum hiçbir kitabı boşuna, gereksiz olarak addetmiyorum, mutlaka onlardan da elde ettiğim bir bilgi birikimi ve kazanımlarım olmuştur ama onlara harcamış olduğum zamanı keşke, klasiklerle değerlendirseymişim şimdi belki diğer kitaplara nazaran bilgi birikimlerim daha fazla olacaktı. " deyince, " Anne! Şu sınavlarımı vereyim, ben de klasiklere kaldığım yerden okumaya devam edeyim. " dediğin de, nasıl sevindiğimi anlatamam. Site vasıtasıyla kitaplar hususunda daha bir bilinçli ve çocuklarıma iyi bir rol model olma yolunda ilerlediğim için çok ama çok bahtiyarım. Sevgiyle kalın...
1 sonraki yanıtı göster
Metin T. okurunun profil resmi
Serpil Hanım, Arabın İntikamı, diye yayınlanmıştı Otello. Yıllar önce. Benim ilk Şekspir okumam odur. Ha, bizim zamanımızda böyle yazılırdı ismi yazarın. Çok zaman oldu. İlk köprüsü boğazın açılmıştı ama, yolları bitmemiş olsa da daha. Biz o zamanlar Eyüp'e Haliç Köprüsünden değil, Eminönü üstünden giderdik. Haliç Köprüsü yoktu ki daha. Anlamıyorum, desem de, oku lan deyyus, demişti Türkçe hocam. Sıkıysa okuma. Sonrasında Şekspir'e dair ne varsa, hep AKM ve Devlet Tiyatroları üstünden oldu. Onlar en ucuzuydu. Bu eseri ne okudum ne de tiyatrosunu seyrettim. O kadar içten yazmışsınız ki, içimdeki okuma şeytanı uyandı. Kaleminize sağlık efendim.
Serpil Ağ okurunun profil resmi
İlahi Metin Bey, yazınızı okurken dudaklarıma istem dışı kocaman bir gülümseme yayıldı ki, görmeniz lâzım. Durduk yere öyle bir tebessüm ki, yanımda hâlâ uyumamış ders çalışan kızımın nazarından bile kaçmadı. Gecenin ilerleyen bu saatinde bile bana nostalji yaşatarak gülümsetebildiniz ya, ben daha size ne kadar çok teşekkür etsem azdır. Allah benim yüzümü güldürdüğünüz gibi, her daim gülümsetsin yüzünüzü. Dikkat ediyorum da çok derin bir bilgi hazineniz var. Bunları biz okurlarla paylaştığınız için, hem şahsım, hem de diğer okur arkadaşlar adına çok ama çok teşekkür ederim. Paylaşımınızla renk kattınız. Sevgiyle kalın...
12 sonraki yanıtı göster
Seyid Ahmet GÜLTEKİN okurunun profil resmi
Değerli, güzel ve merak uyandıran incelemeniz için sonsuz teşekkürler, kaleminize ve yüreğinize sağlık...
Serpil Ağ okurunun profil resmi
Nezâketiniz için çok teşekkür ederim, Seyit Bey. Bu aralar Shakespeare ile bayağı dost olduk. Bilmiyorum ama, tiyatro yazım dilinden hoşlanırsanız mutlaka okumanızı salık veririm. Nasıl desem, Namık Kemal'in ünlü eseri Vatan yahut Silistre'yi okudunuz mu? Eğer okuduysanız Shakespeare'in eserleri de aynı yazım dilinde. Tabii ki tek fark, bol nükteli sözlere sahip olması. Ah! Keşke daha gençken tanışsaymışım kendisiyle. Çevremde dobracılığım ve hazır cevaplılığım ile tanınsam da hazır cevaplık hususunda bildiklerimi Shakespeare ile kıyaslarsam elimde bana kalan kocaman bir sıfır. Böyle derin bir bilgi kaynağına sahip kitaplar, yolun sonuna yaklaştığıma sanan beni, sil baştan tekrar yolun başına getiriyor ve cahilliğimi bir kez daha allayıp pullayıp suratıma yapıştırıyor. Geçen bir alıntıda okumuştum. Aşağı yukarı, şöyleydi sanırım. " Ne kadar çok okursa bir insan, o kadar çok cahil olduğunun ayrımına varır. " gibi bir sözdü. O zaman okuyan bizler cahilsek, okumayanlar daha şanslı galiba. Neyse, bu aralar hangi kitabı okuyorsunuz? Sevgiyle kalın...
1 sonraki yanıtı göster
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.