Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

320 syf.
8/10 puan verdi
·
6 günde okudu
"Devrim, vaktiyle bir ihtimaldi ve çok güzeldi," cümlesiyle başlayıp "Bir ihtimal olduğunda, devrim ne kadar da güzel," diye biten Murat Uyarkulak'ın okuduğum ilk romanıdır. Aslında birbirine çok benzediği görülen ve neredeyse tamamen aynı kelimelerle oluşturulmuş bu iki cümle hem bütün kitabın konusu hem de vermek istediği mesajdır. Bu görüntüde benzer iki cümle arasında geçen zaman dilimi, mekanlar ve yaşayan herkes, kitabın zamanını, mekanı, karakterlerini ve konusunu oluşturmaktadır. Tol... Nedir bu Tol ya da daha mantıklı bir soruyla ne anlama gelmektedir? Araştırmalarımdan öğrendiğim kadarıyla, Kürtçe'de "intikam" demekmiş. Kitabın, bir devrim ve bir intikam romanı olduğunu düşündüğümüzde yazarın kitabına bu ismi seçmesi doğal. Bununla birlikte, kitap üç bölümden oluşmaktadır ve bölümlerin isimleri: T, O, L harflerinden oluşmaktadır. Kitabın konusu ise son derece durağan gibi görünen; fakat son derece hareketli bir konu. Aslında kitabın bütün konusu İstanbul'dan Diyarbakır'a giden bir tren yolculuğu esnasındaki konuşmalardan ve okunan öykülerden oluşuyor; ama öyküler bizi sürekli bir yerlere ve bir takım olaylara sürüklediği için bir türlü yerimizde duramıyoruz ve okur devamlı olarak yazar tarafından bir yerlere ve geçmişe sürükleniyor. Tabii bu tren yolculuğunu da gerçekleştiren iki önemli karakterimiz var. Bu karakterlerden birisi, babasını hiç tanımamış olan musahhih, yani düzeltmen. Eserin ana anlatıcısı gibi görünen musahhih, tren yolculuğunda kendisine eşlik eden "Şair"in kendisine verdiği küçük öyküler ile babasını ve geçmişini tanımaya çalışıyor. Konuya bu kadar değinmek yeterlidir. Yazarın diline ve üslubuna da ayrı bir parantez açmak istiyorum. Her ne kadar kitabın konusu oldukça ilgi çekici ve kurgusu güçlü olsa da klasik Rus romanları edasıyla sahneye birçok farklı isim ve karakterin çıktığı öyküler, okurun kitabı anlamasına zarar verecek bir şekilde sunulmuş. Karakter karmaşasının yaşandığı kitaplarda bir de üstüne zamansal gelgitler olursa, okurların kitaptan uzaklaşması doğal hale gelir. Bu eleştirinin dışında yazarın Türkçe'yi kullanımındaki ustalık gözle görülecek cinstendi. Şiirsel anlatımı ve öfkeli üslubu hoşuma gitti. Fakat kitaplarda argonun çok olması, küfürlü anlatımın sınırlarının zorlanması, sürekli fonda rakı sofraları, meyhaneler ve cinsellik bulunması hoşuma gitmeyen unsurlardır. "Tol"da da bu unsurlar ziyadesiyle mevcut. Değerli okurlar, hayatta birçok şey umut edildiğinde, istenildiğinde ve beklenildiğinde çok tatlıdır. "Umut etme"nin, "isteme"nin ve "bekleme"nin son bulduğu, sonuç itibarıyla "kavuşma"nın gerçekleştiği zaman bile insana yeterli tatmini sağlamaz. Bir sevgiliyi düşünürsek, sevgiliyi beklemek, özlemek, düşünmek, umut etmek ve istemek her zaman çok keyiflidir. Fakat kavuşmanın gerçekleştiği anda aslında sevdiğimiz şeyin, o elde edemediğimiz hisler olduğunu hemen fark ederiz. Devrim de böyledir işte. Umut etmek, istemek, beklemek, en keyifli anlarıdır. Yazar kitapta bu konuyu da alt satırlarda bizlere sunmuştur. Eserdeki karmaşaları ve beni zorlayan yönlerini bir kenara bırakırsak, "Tol"u sevdiğimi söyleyebilirim. Keyifli okumalar dilerim.
Tol
TolMurat Uyurkulak · April Yayıncılık · 20172,137 okunma
··
3.735 görüntüleme
Demet okurunun profil resmi
Behzat Ç’de bu kitabı çok gösterirlerdi hemen aklıma o geldi. Listemize alalım bakalım 🥳
Semih Doğan okurunun profil resmi
“Bir bölüm bile Behzat Ç izlememiş insan.” :) Bana edebiyat öğretmenim tavsiye etti. Öyle bir namı olduğunu senden duydum ilk. Daha neler duyacağız kim bilir? :)
3 sonraki yanıtı göster
Umut Fırat okurunun profil resmi
Başarılı bir inceleme olmuş emeğine sağlık. Kafamda oturturamadığım birkaç şeyi incelemen sayesinde oturttum. Teşekkürler
Semih Doğan okurunun profil resmi
Çok naziksiniz, teşekkür ederim.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.