Tarih kitapları da Nuh Tufanı, Ad, Semud, eski Mısır halkı ve Firavun ve daha nice topluluklar nasıl helake müstahak oldukları anlatılır.
Soru şu: Emirleri veren Firavun, krallar, vezirler, yöneticiler; etbalarının ve halkın ne suçu var?
Şu âyet mealleri bu bunun sebebini anlatır: “Başınıza gelen herhangi bir musîbet, kendi ellerinizle işledikleriniz yüzündendir. Bununla beraber Allah çoğunu affeder.” (Şûrâ Sûresi, 30)
Gerçek şu ki, Allah hiçbir konuda insanlara en küçük bir haksızlık yapmaz; fakat hep insanlardır kendilerine haksızlık ederler. “İnsanların bizzat kendi işledikleri yüzünden karada ve denizde düzen bozuldu, ki Allah yaptıklarının bir kısmını onlara tattırsın; belki de tuttukları kötü yoldan dönerler.” (Rûm Sûresi, 41)
Peygamberimiz (asm), “Zulmedenlere meyletmeyin; sonra size ateş dokunur!” (Hud Sûresi 113) âyetini şöyle tefsir etmiş: “Bir toplulukta bir takım günahlar işlenir, işlemeyenler o günahları işleyenlerden daha güçlü ve daha çok oldukları halde, engel olmazlarsa, mutlaka Allah hepsine birden cezâ verir.” (Ebû Dâvûd, Melâhim, 17; vd)
“Deniz dibindeki balıklar dahi günahkâr ve zâlimlerden şikâyet ediyorlar ki, onların yüzünden yağmur kesilir, hattâ bizim nafakamız azalır.” (Tergip ve Terhib, 1:281, 3:314)
“Birgün Peygamberimize (asm), ‘içimizde iyi insanlar varken, helâk olur muyuz?’ diye sorulmuş. O da, ‘Evet, ahlâksızlık ve günah çoğaldığı zaman helâk olursunuz?’ buyurmuşlardır.” (Buhârî, Fiten 4; Müslim, Fiten 4)
Şu halde, isyan, küfür, nankörlük, haksızlık, zulüm sebebi, yalnızca yöneticiler değil; onları “fiilen, iltizamen ve iltihaken” destekleyen ve yanlışlarına ses çıkarmayanlardır.
“Üçüncü suâl: Bâzı eşhâsın hatâsından gelen bu musîbet, bir derece memlekette umumî şekle girmesinin sebebi nedir?
Elcevap: Umumî musîbet, ekseriyetin hatâsından ileri gelmesi cihetiyle, ekser nâsın o zâlim eşhâsın harekâtına fiilen veya iltizâmen veya iltihâken taraftar olmasıyla, mânen iştirak eder, musîbet-i âmmeye sebebiyet verir.” (Sözler, s. 158)
İltihaken, söz konusu zulüm cephesine katılmaktır. Katılır, ama, kılıç sallamaz, darbe vurmaz. İltizamen zulüm cephesinde görev almamakla birlikte, kalben o cepheyi destekler, taraf olur. Meselâ, böyle bir hareketin yayın organlarına para vermekle maddeten onları desteklemek de zulme iştirak sayılır.
Ali Ferşadoğlu