Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

384 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
İsmet Özel’in istiklalmarsidernegi.org.tr adresinde yayınlanan yazılarından oluşan bu kitaba geçmeden önce İsmet Özel’in benim zihnimde uyandırdığı kişiliğe değinmek istiyorum. Evet İsmet Özel kaba taslak tarifle önce komünist sonra Müslüman şimdi de Türkçü olmuştur. Sadece bu yüzeysel ve basit tanımlama bile İsmet Özel’i çağdaşlarından ayırmakta ve herkesin malumu olduğu üzere ilgi odağı olmasına ve ağzından çıkan her kelimenin dikkatle takip edilmesine sebep olmaktadır. Kendisinin de ifade ettiği gibi birçok fikri cereyanın içinde yıllarca sürtmüş olması başlı başına bir filozof olduğu gerçeğini gün yüzüne çıkarıyor. İçinde bulunduğu hiçbir fikriyatın tam manada bir fanatiği olmayışı filozofluğunun emaresidir. Desem öldürürler, demesem öldüm diyor şair. Aynı zamanda bir de şair İsmet Özel var. Her ne kadar şiirlerini ne kadar anladığımız tartışılsa da büyük adamlar yıllar sonra anlaşılır düsturunca eyvallah diyor ve bu konuda fikir beyan etmeyi edepsizlik addediyorum. Kitaba dönecek olursak ; güncel meselelerin arkasında yatan tarihi gerçeklere ve bilmediklerimize perde aralıyor. Onun anladığı manada Türklüğün bugün bizim yüzeysel okumalarımızla anladığımız Türklük olmadığını, Türklük ve Müslümanlık arasında Batı’nın gözünde hiçbir farkın olmadığını, olmayanı farklılık yapma çabası içerinde olanın içimizdeki bizden başkası olmadığını yazılarında örneklerle belirtiyor. “Türkiye’de Atlantik ötesindeki yeni keşfedilmiş topraklar bir süre Batı Hindistan adıyla anıldı. Oradan kuş familyasına mensup bilmediğimiz bir hayvan getirilince, biz Türkler ona Hindi dedik. Türkçede Hindi mutlak adlandırma haline girdi. Bu kuşa İngiliz dilinde İstiklal harbimizden çok önce “Turkey” adı verildi. Ne sebepten? Sebep şu ki, İngilizce konuşup bu uçmayan kuşu hayatlarında ilk defa gören kimseler hayvanı Cezayir horozuna benzettiler. Neden öyleyse ona Cezayir demediler? Çünkü Müslümanlar nerede yaşıyorlar ise o zamanların İngilizce konuşanına göre orası Türkiye idi.” S.137 Vesselam Türkiye, Türkler bir çatı olmanın da ötesindeydi. Tıpkı Fatih Sultan Mehmet’in Roma’nın Sarıklı varisi olması gibi. CHP’nin altı okuyla Fatihin meşhur ressam Bellini’ye yaptırdığı portresindeki altı tacın Romanın altı vilayetini göstermesi arasındaki bağ ile İstiklal savaşında verilen mücadelenin şevk ve gayretinin nasıl bir bağlantısı olduğuna kadar birçok gerçekle karşılaşıyoruz kitapta. Bunların yanı sıra içinde bulunduğu trajik durumu da yer yer kitapta canlı tutmaktadır yazar. İç hesaplaşmaları, dışarıdan kendi içinde sürekli bir kavga halinde olduğu manasını çıkarmaya izin vermeyecek bir netliktedir. Bu yüzden kendisine yönelik ve dönüşümüne yönelik değerlendirmeler yapanlara da cevabını vermektedir: “On altı yaşındaydım. Sanat alanı dedikleri yer, benim içinde bulunmaya can attığım bir yerdi. Ne anlıyordum on altı yaşında bir Türk olarak sanattan? Çok bir şey değil; lakin tevarüs edilmemiş asaletim ve kadirşinas itaatsizliğim beni bu istikamette hareket etmeye icbar ediyordu.” S.126 Neler anlatıyor İsmet Özel? Şu İsmet Özel’in yazdıklarını okumaya, söz hakkını ömrünü adadığı şiirlerinden alan şu İsmet Özel’in yazdıklarını okumaya nereden başlamalı? Soruları kafanızı kurcalıyorsa, hayatın hayat demeğe değer bir yanı kalıp kalmadığı sualine cevap arayan kaç kişinin kaldığını merak eden bu adamı bir yerlerden okumaya başlayın derim.
Desem Öldürürler Demesem Öldüm
Desem Öldürürler Demesem Öldümİsmet Özel · Tiyo Yayınları · 2016317 okunma
··
221 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.